1. 26.
    0
    yağmurun hafiften çiselediği, güneşin utangaç bir ceylan yavrusu gibi kendisini bulutların ardından zaman zaman gösterdiği, bir gündü. uzun zamandır dışarı çıkmamanın verdiği heyecan ile zıplaya zıplaya bahçedeki gül dallarına, yerde bulduğu sopayı arkadaşının zütüne sokmaya çalışan haşarı veletlere naif dokunuşlarla sevgi gösterisi yaptım. ancak çocukların velileri beni görünce çocukları bileklerinden tutup yaklaşmayın bu sapık adama tanga ile sokaklarda dolaşıyor, utanman yok mu senin haaa yok mu diye bağırdı. bu olay çok kalbimi kırsa da gereken cevabı verdim. 'epey zaman oldu hürriyetsiz koşturmamın, çaresizlikten bihaber sabahlarını yaşadım. gidenler ve arkalarından bir sigara daha yakıp gururu yeksan eden adamlar tanıdım, siz evet kıllı bayan siz bu duyguların ne demek olduğunu bilir misiniz? dedim. bu tehditkar konuşmam onu korkutmuş olacak ki kısık ve çekingen bir sesle ' ama zütünüz açıkta çocuklar korkuyor' dedi. bu lafına ise verilebilecek bir cevap yoktu. bu bastırılmış cihanpeh kadın benim güzel çatalımdan ve loblarımdan korkuyordu. yanına yavaşça yaklaştım ve ani bir hamle ile elini alıp zütüme koydum. kadın elini çekmeye çalışıyor lakin buna izin vermiyordum. onunda hoşuna gitmişti fakat neden çekindiğini anlamıyordum. ona dünyanın en güzel icazetini vermiştim lakin bu neyin bezasıydı. aklımdan tam bu masum duygular geçerken kadının korkusunu sebebini ve büyük bir tehlike içinde olduğumu anlamıştım.
    ···
   tümünü göster