cezaevine nasıl girdiğimi anlatıyorum

işçi koğuşunun özelliği de sabahları sayımdan ve kavaltıdan sonra 1-2 saat koridorlara paspas atılıyo.. koridorlarda çay sigara içebiliyosun memurlarla sohbet edebiliyosun böyle bi koğuş.. zaten herkes de çıkmıyo paspasa 3 kişi çıksa yeterli gönüllü gidiyolar zaten zaman geçmesi için..bu arada koğuşa yeni katılanlar da oldu tabi kalabalıklaştık ama koğuşta her konuda bizim borumuz ötüyodu.. zaman zaman bu dört arkadaş arasında da tartışma çıkıyodu her seferinde bunları barıştıran ortamı yumuşatan ben oluyodum bana çok fazla güveniyolardı.. dışarda mutlaka görüşelim diyolardı ki görüşücektik zaten.
bu arada bi eleman var koğuşun kantin işlerine bakıyo bi gün fark ettim benim hesapta yanlışlık var topladım fişleri hesapladım ekgib var.. kantinciyi o da hırsızlıktan girmiş.. dedim kardeşim sen bana bi fiş getirmedin mi hesapta yanlışlık var.. nasıl olur filan derken ben kıllandım tabi muallak benim hesaptan kendine de sigara yazıyomuş herkese yapıyomuş bunu.. yakasını ellerimin arasına aldım bunun dedim oğlum sen canına mı susadın ittirdim dedim bas düğmeye gardiyanı çağır.. gardiyan geldi durumu anlattım dedim hesaplarda hata var gardiyan elemana baktı onu aldılar dışarı..bu arada herkes yanımızda toplanmışlar.. çocuk gitti geldi elinde bi fiş dedi abi yanlışlık olmuş düzelttiler.2 pakette sigara getirdi.. çankırılı bunu tuttu ensesinden yürü lan dedi avluya ittirdi dedi kimse gelmesin. bunu dışarda tokatladı senin dıbına koyarım filan..o akşam dilekçe yazdık çocuğu gönderdik başka koğuşa.
1 ay böyle sıkıcı monoton bi şekilde geçti.. kollara dövmeler yapılmaya başlandı.ben çiziyorum kalemle biri iğneyle işliyo bu arada resim çizmeye elim yatkındır..
bu şekilde 2. aya yaklaşırken cezaevinin kapanması daha doğrusu sadece bayanlara tahsis edilmesi gündeme geldi. bizi başka bi cezaevine göndericeklerdi.