Edmund Kemper
bu pici de hic sevmem he tipini irzini gibtigim
1963 Ağustosunda, Edmund Kemper 15 yaşındayken, büyükannesinin arkasına geçti ve büyük bir rahatlıkla onu başının arkasından vurdu. Emin olmak için onu bir kaç kezde bıçakladıktan sonra, sakince büyükbabasının işten dönmesini bekledi ve sonrada onu vurdu. Nedeni? Polise yaptığı açıklama, “Yalnızca büyükannemi öldürmenin nasıl bir his olduğunu merak ettim” şeklindeydi.
Geriye dönüp bakıldığında, bu öldürücü hislerin patlaması çok şaşırtıcı görünmemektedir. Çocuk yaşlarından itibaren Kemper, annesinin iyimser bir ifadeyle söylediği üzere “Tam anlamıyla tuhaftı.” Çocukken en sevdiği oyunlardan biri, gaz odasında boğuluyormuş rolü oynamaktı. Kız kardeşinin bebeklerinin kollarını ve bacaklarını kesmekten de büyük zevk alırdı.
10 yaşında geldiği zaman, bir kediyi palayla parçalayıp ayırdığı parçaları gardırobuna koyarak haybanlara işkence yapmaya terfi etmişti. Başka bir kediyi de canlı canlı gömmüş, ardından cesedini tekrar çıkardıktan sonra başını kesip onu mağrur bir şekilde yatak odasında teşhir etmiştir.
Büyükannesini ve büyükbabasını öldürmesinden sonra akli dengesinin yerinde olmadığına karar verilen Kemper, 1963′te maksimum güvenlikli bir akıl hastanesine kapatıldı. Yalnızca 6 yıl sonra salıverildi. Fiziksel olarak çok çarpıcı bir değişikiğe uğramıştı; artık boyu 2.05 ve kilosu 150 olan bir insan azmanıydı. Ancak pgibolojik olarak eskisi gibiydi: nekrofili fanaaailerle dolu, sadist bir pgibopat.
Akıl hastanesinden çıktıktan 2 yıl sonra Kemper, iki üniversiteli otostopçu kızı arabasına aldı ve onları ıssız bir yere zütürüp bıçaklayarak öldürdü. Cesetlerini gizlice eve getirdi ve birkaç saat ödülleriyle eğlendi. Fotoğraflarını çekti, parçaladı ve iç organlarıyla aaaa yaptı. Sonunda vücut parçalarını torbalayıp gömdü ve kegib başlarıda bir çukura attı.
Dört ay sonra başka bir otostopçu genç kızı kaçırdı, onu boğdu, cesedine tecavüz etti, sonra da daha fazla eğlenip oyunlar oynayabilmek için cesedini eve getirdi. Aynı süreç, hepside otostop yapan öğrenciler olan üç kadın kurbanla daha tekrarlanacaktı. Kemper öldürmekten açıkça zevk alıyor olsa da, onu en çok tatmin eden, kurbanlarını öldürdükten sonra gerçekleştirdiği sapıklıklarıydı. Bütün kadınların başını kesmiş ve başsız vücutlarıyla aaaa yapmıştı. Ayrıca vücutları parçalayıp, bazı hatıralar almayı seviyordu. En az 2 vakada kurbanlarının etini yemişti: Bacak etlerini kesip fırın makarnası içinde pişirmişti.
1973 yılının ocak ayı itibariyle Santa Cruzlu yetkililer “Öğrenci Katili” adı verilen bir seri katilin serbest dolaştığını idrak etmişlerdi, fakat asla yerel polis teşkilatından birçok arkadaş edinen Kemper’den şüphelenmediler. Birkaç ay sonra paskalya tatili sırasında, Kemper anne katili oldu; uyuyan annesinin başını çekiçle ezdi ve sonrada kesti. Annesinin başsız vücuduna tecavüz ettikten sonra gırtlağını kopardı ve çöp öğütücüsüne tıktı. (Polis’e daha sonra “yıllar boyu bana o kadar çok bağırıp çağırdı ve hakaret etti ki bence bu yaptığım çok doğruydu” demiştir) Bunların ardından annesinin en iyi arkadaşına telefon ederek onu akşam yemeğine davet etti. Kadıncağız geldiğinde, onun kafasının bir tuğlayla ezdi ve cesedi üzerinde alışıldık eylemlerini tekrarladı.
Paskalya yortusunun o pazar sabahında, Kemper bir arabaya atladı ve doğuya doğru yola çıktı. Colorado’ya gelince, Santa Cruz polis teşkilatındaki arkadaşlarına telefon edip itirafta bulundu. 8 cinayetten hüküm giyen Kemper’a kendisine hangi cezanın verilmesinin uygun olacağı soruldu. Kulağa makul gelen cevabı, “işkence ile ölüm” olmuştu. Bunun yerine, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Soru: Sokakta yürüyen güzel bir kız görünce ne düşünürsün?
Cevap: Bir yanım “Onunla konuşmak, buluşmak isterim” der. Diğer yanım ise “Kafasını bir sopaya geçirsem nasıl görüneceğini merak ediyorum” der Edmund Kemper, bir dergi ile yapılan röportajından
alin panpalarim video:
http://www.youtube.com/wa...p;feature=player_embedded
alin resmi:
http://www.google.com.tr/...:79&tx=749&ty=271