1. 476.
    0
    sene 1989... antalyalı binler bilir. yaz geldi mi o zamanlar her apartmanın önünde teyzeler iner, kasa kasa domates yıkar, ezer ve salça yapardı. domates bol, güneş sebil amk.

    annemler de o sene yine salça yapmışlar, oturma odasında tepsilere koymuşlardı. bizimkiler kahvaltı sofrasında, babam işe gidecek. ben de girdim odaya, balkona çıkmaya çalışıyorum. sktiğimin balkon kapısı sıkışmış. asıldıkça asılıyorum kola. "çat" diye bir ses geldi, kol elimde kaldı. ben züt üstü yere düşüp, bir de yaylanıp sol kaşı kapının dibindeki sandığa köstüm. korktum tabii amk. kolu kırdım diye peder dövecek sandım. kapı kolunu öylesine tutturup, sessizce içeri geçiyordum ki, kızkardeşim eliyle gösterip "anneeeeaaaaa abim salçalarla oynamıııııışş!" diye bağırdı. (bin)

    tabii kızkardeşin salça sandığı şey, aslında benim kaştan fışkıran kandan başka birşey değil. am gibi yarılmış, nasıl kanıyor. üstüme baktım kıpkırmızı. peder omuzladı beni eve yakın bi' sağlık ocağı vardı oraya zütürdü. doktor pansuman yaptı temizledi. gelgelelim sağlık ocağında dikiş ipi kalmamış. sağlam bi' ip istedi. kuzenim gitti evden dantel ipi getirdi. adam kaşı dantel ipliğiyle dikti amk.
    ···
   tümünü göster