eyda ya güven vermiştim..
nasıl yaptığımı bilmeden, farkında olmadan.. tamamen kontrolümün dışında, bir nevi default olarak. oysa ben başından beri yavşak adamı oynamaya çalışıyordum.. hayatın tadı böyle çıkardı, öyle değil mi? aşık çocuk olmak, iyi çocuk olmak bize göre değildi.. kırıyorlardı sonra.. kalbimizi, ruhumuzu parçalıyorlardı..o kırıp parçaların bir kısmını çalıp zütürüyorlardı.. sonra biz, bir şekilde, hani olmaz ya, ama oldu diyelim, yapıştırsak bile, toparlasak bile kırıklarımızı..bu sefer de ekgibleri fark ediyorduk..hem yamalı..hem ekgib yamalı bir garabet olup çıkıyorduk nihayetinde..
iyiden iyiye klagib olan, tanıdık müzikler çalmaya başlayınca, tıpkı mekan gibi masamız da hareketlendi.."eleee güne karrrşııı yapayalllnızzz böyleeede olmaaaazzz kiiii" ellerimizi havaya attıra attıra, cırtlak seslerle eşlik ettik nakaratlara..
derken ceyda masadan kalktı, beni de peşinden sürüklemeye çalışarak, "gel sahneye doğru yaklaşalım" dedi, çocuklar gibi "yoh ben gelmiim yea" demek istemedim, mecbur gidicem..
ayakta sallana sallana, sarhoş ve sarmaş dolaş insan kalabalığı bizi bekliyordu.. aralarına karıştık..
bir kaç saniye sonra masamızın iki çifti daha bize eşlik etti.. kafamı çevirip geriye baktım.. alper ve ilayda masada kalmıştı.. belli ki onları çözmesi gereken bazı şeyler var hala aralarında..
ceydanın eli belime dolandı.. dönüp gülümsedim, o da ışıl ışıl bana bakıyordu.. dikkatlice inceleyince, aslında bana karşı hareketleri bir süredir, cinsellikten ziyade samimiyet ve duygusallık üzerine kurgulanmış gibiydi..o sarılıştan fesat bir şeyler çıkarmak (tamam benden hoşlandığını biliyorum ama, obaa bana verecek lan buu şeklinde düşünmek sapıklık olur yani..) ancak kötü niyetli bir adamın işi olabilirdi.. yoksa zaten durum fesattı da ben mi kendimi kandırıyordum aq..bilemiyorum.. akşam görücez artık..
"akşam görücez"..diye düşününce, aklıma tuhaf bir imge geldi.. birden bire sallanarak şarkılara eşlik ettiğim pist gözümün önünden kaybolmuş ve bu sabaha karşı buyur edildiğimiz öğrenci evinin geniş salonu aklımda canlandı..
epey geniş..ne bileyim, böyle 4 çiftin grup ciks yapabileceği kadar geniş..
lan birden gülesim geldi aq..hemen o tuhaf sahne gözlerimin önünden kayboldu.. gene pistteydim, ceyda ile kol kola sallanıyorduk...
sonra bir kez daha o salona gittim, alper,
"aga sıkılınca değiştiririz demi?" diyordu.
"ayıpsın kanka, yalnız giblerimize dikkat edelim, girmemesi gereken deliklere girmesin hahahohahahaohohoh"
ahlaya ohlaya gibişen bütün salon kahkahaya boğulmuştu..
sahne tekrar gözlerimin önünden gitti, içimden yükselen korkunç gülme, hatta haykırarak gülme isteğine karşı dudaklarımı ısırmaya başlamıştım..
zaten kalabalığın da arasındayız.. iyice sıcak bastı amk, neler düşünüyorum lan? düşündüğüm şeylerin komikliğine mi güleyim, yoksa bunları yaratan bilinç altımdan mı tırsayım bilemedim..
kalabalık bir kez daha gözden kayboldu..
yeniden salondaydım, noel baba recep, manitasını yere köpekleme yatırmış üzerinde ata biner gibi zıplıyordu.. noel babanın ren geyiği
sonra "deeeh" deyip kızın kıçına bir şaplak attı, bana doğru dönüp uğura ait olduğunu bildiğim ama şu anda onun yüzünde görmekte olduğum mayışık gülümsemeyle (amk herşey birbirine girmiş beynimi gibeyim) yüzüme bakarak "ho ho hooooo, mutlu noellerrr" dedi.
o son sahne de benim kayışımın kopuşu oldu, grup ciks salonu kaybolup bar geri geldiğinde kahkahamı tutmak için geç kalmıştım *
bunlarda baya komikti
* devdıbını atıcam şimdi