1. 1.
    0
    dünyanın varoluşundan önce de var olduğunu kanıtlayacak her dine inanmaya hazırım.
    napoléon bonaparte

    inanmadığım bir tanrıya kızamam.
    simone de beauvoir

    ahlak en büyük öneme sahip şeydir; tabii bizim için, tanrı için değil.
    albert einstein

    isa’yı ben oynamak istiyorum. mantıklı bir tercih olurum. ona benziyorum. yahudiyim. ve komedyenim. üstelik ateistim, bu yüzden karakteri nesnel bir biçimde canlandırabilirim.
    charlie chaplin

    dinler, fosforlu kurtlara benzer; parlayabilmeleri için karanlığa ihtiyaç duyarlar.
    arthur schopenhauer

    şey evet, birinin bizi gözlediğine inanıyorum. ne yazık ki hükümet oluyor bu.
    woody allen

    kendinizden daha yüce olan bir tanrı yoktur.
    walt whitman

    kendi adıma konuşursam, insanlığın mı tanrı’yı, yoksa tanrı’nın mı insanlığı yarattığına kafa yormayı bırakalı çok uzun zaman oldu.
    fyodor dostoyevski

    dinsel düşünce, çıkış kapısının olmadığı yeri bulmak için yapılan bir girişimdir.
    albert einstein

    soru: tanrı olduğunuzu nereden biliyorsunuz?
    yanit: basit. dua ederken, kendimi kendimle konuşurken yakalıyorum.
    peter o’toole

    inançlı birinin kuşkucu birine oranla daha mutlu olduğunu söylemek, sarhoş birinin ayık birinden daha mutlu olduğunu söylemekten daha dolaysız bir söylemdir.
    george bernard shaw

    gizemli tanrılara inanıyormuş gibi yapmak, çarşamba günü zalimliğe, pazar günü de affedilmeye izin verecekse, beni yok sayın.
    frank sinatra

    belki de tüm sıkıntılarımızın kaynağı, yani insanlığın sıkıntılarının; belki de sahip olduğumuz tek hakikat olan ölüm gerçeğini reddetmek uğruna yaşamlarımızdaki tüm güzellikleri feda edecek ve kendimizi totemlere, tabulara, haçlara, kurbanlara, kilise çanlarına, camilere, ırklara, ordulara, bayraklara, uluslara hapsedecek olmamızdır.
    james baldwin

    papazın, müdürü desteklemesindense müdürün, papazı desteklemek için vergi vermesi gerektiğini bir türlü anlayamıyorum.
    henry david thoreau

    tanrı’yı, ona en çok ihtiyaç duyduğunuz yerde aramayın. onu oraya getirememişseniz, zaten yok demektir.
    mignon mclaughlin

    tanrı’ya şükür hâlâ ateistim.
    luis buñuel

    bir yerde, ne yazık ki neresi olduğunu hatırlamıyorum, şöyle bir şey okumuştum: bir eskimo avcısı, bölgesindeki misyoner rahibe, “tanrı ve günahla ilgili herhangi bir şey bilmeseydim, o zaman da cehenneme gider miydim?” diye soruyor. rahip de, “hayır,” diyor, “bilmiyorsan gitmezdin.” “o zaman,” diyor eskimo büyük bir ciddiyetle, “ne diye bana bunları anlattın?”
    annie dillard

    kolayca anlayamadığımız ne varsa ona tanrı deriz; bu da beyin dokularımızın aşınmasını ve bozulmasını önler.
    edward abbey

    felsefe, yanıtı hiçbir zaman verilemeyecek sorulardır.
    din, sorgulaması hiçbir zaman yapılamayacak yanıtlardır.
    anonim

    çocukken, babam bana iyi bir katolik olmak için, aklıma kızlarla ilgili edepsiz şeyler geldiğinde bunları kilisede itiraf etmem gerektiğini söylemişti. o gece koşa koşa günahımı itiraf etmeye gittim. sonraki gece de, sonraki geceler de. bir hafta sonra anladım ki, din bana göre değilmiş.
    fidel castro

    eğer kuran, allah’ın varlığını ispatlıyorsa; çizgi romanlar da supermen’in varlığını ispatlıyor. – seneca

    insanı yaratmak mı tanrının büyük hatası; tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatası?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster