3 dünya savaşına az kaldı toplaşın beyler

SAYIN ERDOĞAN BOP PiYONUMU ?

ingiliz televizyoncu-gazeteci ve aynı zamanda eski AB parlamentosu milletvekili olan Richard Cottrell, Başbakan Erdoğan'ı, hristiyan inanışına göre 'kıyamet öncesi yaşanacak olan ve Armegedon adu verilen büyük savaşı kovalayan adam' olarak tanımladı.

Erdoğan'ı bu sözlerle öven Cotrell, Obama için “Beyaz Sarayın otistik müdavimi”, 'Merkel-Cameron-Sarkozy' üçlüsü için de “kartondan kuklalar” tabirini kullandı.

Özellikle “Gladyo:Nato’nun Avrupa’nın Kalbine Sapladığı Hançer” isimli kitabı ile bilinen, ingiliz televizyoncu-gazeteci ve aynı zamanda eski AB parlamentosu milletvekili olan Richard Cottrell ilginç Türkiye ve Orta-Doğu analizleri ile dikkat çekiyor. Cottrell analizlerini çeşitli haber portalları dışında, kendi sitesi progressivepress.com’da yayınlıyor.

Cottrell’e göre Recep Tayyip Erdoğan “Armagedon hortlağından korkmayıp onu kovalayan adam olduğu için teşekkürü hak ediyor” ve onun Orta-Doğu siyasetinde yapacağı hamleler bölge politikalarını derinden etkileyecek. (Armagedon savaşı, Hristiyan inanışına göre Kıyamete yakın, özellikle Orta-Doğu coğrafyasında gerçekleşecek olan top yekün bir savaş.)

Cottrell’in Erdoğan hakkındaki görüşleri bununla da sınırlı değil, ona göre Erdoğan bu aralar sahnedeki en parlak ve zeki politikacı, sağduyu ve cesaret dengesini iyi kurmuş yaşlı bir bilge.

ingiliz gazetecinin Erdoğan hakkındaki yaratıcı ve şiirsel tanımlamalarından ters orantılı bir biçimde Avrupalı liderler de nasibini alıyor. Obama için “Beyaz Sarayın otistik müdavimi” ve Merkel-Cameron-Sarkozy üçlüsü için “kartondan kuklalar” tabirini kullanıyor.

Cottrell’in iddiasına göre; “Laikler bu büyük ülkeyi IMF’nin devamlı müşterisi ve diğer vahşi globalist avcılara el açar, dilenir duruma getirmişlerdi, Erdoğan bunun engellemek için önemli ekonomik hamleler yaptı, bu da seçimlerde başarılı olma sebeplerinden biri”

israil’in her zaman var olmak için sürekli Amerika’ya sığınmasını eleştirip, asıl Türkiye’siz yapamayacağını anlaması gerektiğini vurguluyor, ABD’nin çok basit refleksler ile hep israil’in yayında yer aldığını söylüyor. Cottrell bir başka makalesini şöyle bitirmiş:

“Recep Tayyip Erdogan ve Abdullah Gül tüm Türkleri bölgede artacak rollerini özümsemeleri için yavaş yavaş eğitiyor. Bakalım bu Türkiye’nin yeni rolünü Washington da hemen özümseyecek mi? Hiç sanmıyorum. Amerika sanıldığının aksine uzun vadeli plan yapmaz, kısa menzilli düşünür. Oysa Osmanlı geleneğinden gelen kafa yapısı birkaç yüzyılı kapsayacak bir şekilde geniş ve derinlikli düşünebilir, eğer isterse.”

Cottrell’in bu ilginç yorumlarının medyalarımız tarafından candaşlık-yandaşlık ikilemlerinde nereye oturtulacağı merak konusu. Bu ingiliz yazar ve siyasetçinin yorumlarının çok net bir okuması olduğu yadsınamaz o da Avrupa’nın siyasi lider açmazı-sorunu olduğu. Kısır bir şekilde liderlerin yeni politika üretememeleri, yakın bir gelecekte Avrupalı gazetecileri alışageldiğimizden çok farklı düşünmeye ve farklı arayışlara itecek gibi gözüküyor.