+1
-3
ATATÜRK FAŞiSTTiR YEAA DiYEN ERGEN SOSYALiSTLER MAHiR ÇAYAN BU YAZISIYLA SANIRIM GÖTTEN gibTi SiZi
'O, dünyada ilk defa zaferle sonuçlanmış halk savaşının büyük bir lideri, mazlum ulusların emperyalistleri alt edebileceğini ilk defa gösteren bir ihtilalci olarak cephelerden cephelere vatan müdafası için geçen hayatından dolayı sosyal sistemle doktrinleri incelemeye zaman bulamadığını kaydeder.
Mustafa Kemal sapına kadar ihtilalcidir. O, emperyalizm ve Levantenleri tamamiyle tasfiye etmiş, hilafeti teokratik yönetimi vs gibi feodalizmin üst yapı kurumlarını paramparça ederek Milli ve Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur'
'Kemalizm soldur, milli kurtuluşçuluktur, Emperyalizme karşı isyan bayrağıdır
Mahir Çayan
EDiT:BiR DiĞER YAZISI
Mustafa Kemal, dünyada ilk defa zaferle sonuçlanmış bir halk savaşının büyük bir lideri, mazlum ulusların emperyalistleri alt edebileceğini ilk defa gösteren bir ihtilalci olarak, cephelerden cephelere vatan müdafaası için geçen hayatından dolayı sosyal sistem ve doktrinleri incelemeye zaman bulamadı.
Gazi Mustafa Kemal'in emperyalizme ve kapitalizme karşı savaş açmasına rağmen sosyalist olmaması, iç ve dış dinamiklere bağlı idi.
Bu yüzden hiçbir sosyalist Mustafa Kemal'i kınayamaz, yargılayamaz.
Mustaf Kemal'in o ortamda anti-emperyalist ve anti-feodal düşünce ve aksiyon içinde olması bile önemli bir şeydir.
Uluslaşma ve ulus olam aşamasındaki bir ülkede sosyalist bir lider de bundan başkasını yapamaz
Mahir Çayan
EDiT2:@67
Şöyle ki, Kemalizmi bir ideoloji, asker-sivil
aydın zümrenin bir ideolojisi olarak ele alırsak takip edilecek kitle çizgisi ayrı olur; Kemalizmi
asker-sivil aydın zümrenin sol kanadının, emperyalizme karşı, milliyetçilik tabanında takındıkları,
milli kurtuluşçu politik tutum olarak ele alırsak ayrı olur. Çağımızda sosyalizmin dünya çapında
sahip olduğu prestijden ve SSCB’nin radikal devrimci-milliyetçi hareketlerin baş desteği
olmasından dolayı, bugün devrimci-milliyetçiler de kendilerini sosyalist olarak lanse etmektedirler.
Bu nedenle ülkemizdeki pek çok Kemalist bugün kendine sosyalist demektedir. Bilindiği
gibi, geri-bıraktırılmış ülkelerdeki küçük-burjuvazinin niteliği, kapitalist-emperyalist ülkelerdekinden
farklıdır. Bu sınıfın emperyalizme ve yerli hakim sınıflara karşı tavrı homojen değildir.
Tavır bakımından bu sınıfı üç grupta mütalâa etmek gerekir. Bu gruplardan birisi, gerici ittifakın
içinde yer alır, biri de “kontrol kulesi“ne çıkarak sonucu bekler. Üçüncü grup ise, “radikalulusal”
sınıfların hareketine katılır; milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alır.
işte Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en aydın kanadının milli kurtuluşçu politik tutumudur.
Bizim Öncü Savaşındaki, küçük-burjuva aydın çevrelerde asgari müşterek içinde olabileceğimiz,
“hem dostluk, hem mücadele” ilkesini uygulayacağımız, müttefik sayacağımız kesim,
bu Kemalist kanattır. Evrimci düşünceye sahip bütün küçük-burjuva aydınlarını, Kemalist sayarak,
onların bugün eylemlerimiz karşısında takındıkları olumsuz tavırlara bakarak, “eyvah demokratik
çevrelerden koptuk, sola saptık” demek, Kemalizm esprisini hiç anlamamak demektir.
Bugün, özel olarak asker-sivil aydın zümrenin, genel olarak küçük-burjuvazinin sağ kanadı,
kesin olarak oligarşinin saflarındadır. Orta kanadı ise, 12 Mart öncesinde, “kontrol kulesinden”,
bir radikal iktidar değişikliği gözlediğinden kendisini sol tarafa doğru fırlatmıştı. Şimdi ise, çaktırmadan
iyice sağa yaklaşmıştır. Sol kanat ise, tabiatı gereği (darbeci-devrimci geleneği gereği)
asker-sivil aydın zümrenin sağ kanadı ile ittifak kurup iktidara geleceği hülyaları içinde iken, 12
Mart darbesi kafasına balyoz gibi inmiş, 12 Mart öncesi müttefiki olan asker-sivil aydın zümrenin
evrimci kanadının, kendisini yapayalnız bırakarak oligarşinin koluna girip, Mart sonrası balayına
çıkması, oligarşinin balyozu kadar etkili olmuştur. Ve bugün bu demoralize hava içinde geri çekilip
toparlanmaya çalışmaktadır.
Öncü Savaşı aşamasında olan THKP-C’nin küçük-burjuva aydın çevrelerdeki müttefiki, ancak
Kemalistler olabilir. Onlarla olan ilişkilerimizde sağ kanadın oligarşinin kesin müttefiki olduğunu,
her zaman devrimci saflara, tarihi bir hareket anında ihanet edebileceğini, nedenleri
ile birlikte anlatmalıyız. Ortak cephe bu kanadın, darbeciliğin çıkar yol olmadığını anlayıp, sağ
kanadı artık dostu olarak görmediği zaman mümkün olacaktır.
Mahir ÇAYAN, Bütün yazıları, sayfa:225
Tümünü Göster