1. 26.
    0
    @29 un devamı am züt yannan

    Kadının hayatında en baytiyar çağ, bütün varlığını ailesine, bütün varlığını cemiyete verebildiği çağdır. Gerçek ve tabii bir heyecan. Kendi başkaları için çırpınır, başkaları onun için. Kadın, çocuğu için hem süt anne hem terbiyeci, hem sevgili olduğu yıllarda bahtiyardır.

    Uğrunda didineceği kimsesi yoksa, kendine bağlanacağı kimse yoksa ölür gider kadın. Evlenmemiş bir kız düşünün. Ne kardeşi var ne yeğeni. Sevmiyor ve sevilmiyor. Acılarını dindirecek kimsesi yok, fedakârlık edemiyor. Duyguları hiç kimsenin işine yaramıyor, ne öğretmen ne hemşire. Canlı bir hedefi yok. Ne olur bu kızcağız? Solar ve kurur.

    işsizlik, ilgisizlik, en büyük felâket kadın için. Heyecansız bir hayat, bağlanamamak, kendine bağlayamamak. Ölümden beter.

    Kadın Neden Başkası için Yaşar?

    Yalnız kadın mı? Dişi hayvanlar da, bitkiler de başkası için yaşar. Çiçekler taç yapraklarını feda ederler aşka. Dişi, kendine etmese hayat bir hamlede sona ererdi. Kadının bu fedakarlığı daha derin bir iç güdüden geliyor. Erkekde de kadında da hep aynı iç güdü. Büsbütün ölmemek kaygısı. Ölünceye kadar bunun için didinmiyor muyuz?Bir gönülde, bir kitapta bir mermerde yaşamak. Tabiat bu kubbede hoş bir seda bırakmamız için yaratmış aşkı. Aşkı ve ihtirası. istikbale taşmak, adımızı bizden sonra yaşatmak, bir vücutta yeniden gençleşmek veya kafamızdan bir dünya yaratmak. Sonsuza damgamızı vurmak.

    Bu amaca varmak için hangi acıya katlanılmaz? Ebedîleşmek için ölmek. Anne çocuğu için her fadkârlığa katlanır. Erkek, eseri için. Acı, bir şehvet olur onlar için. Batan gemiden çocuklarını kurtaran kadın gülerek can verir..

    ihtiras, yani bir eserde gerçekleşmek, bir eserde yaşamak arzusu hem bir erkeği kanatlandırabilir hem kadını. Ama aşkta ebedîleşmek yalnız kadının imtiyazı. Ancak anne ölümsüzlüğünü bütün genişliği ile duyabilir. Varlığından bir parça gelişecek, istikbali fethedecek, yaşayacaktır. Ağaç meyve vermiştir artık. Kadın bunun için aşka susuzdur. Kendini sevgiye ve sevgiliye adayışı bundan. Başka biri için yaşayan onu sezmek, anlamak ihtiyacındadır. Kadın, bunun için daha çok sezgi, daha çok duygu. Hayatı yaratmak, yani başkasında yaşamak. Onu yarınlara zütürecek olan: Çocuğu.

    Erke için öyle mi? Onu ebediyete zütüren köprü, çocuğu değildir. Vücudundan bir vücut çıkaramaz. O, kafasıyla, kalbiyle veya eliyle yaratmak zorundadır ebediyetini. Bunun için de varlığının merkezi kendisi. Klavuzu, aklı ve menfaatleri. Erkek, hayatını feda eder de ihtiraslarından vazgeçemez.. Cinslerin ruh dünyasını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak imkansız. Ama kadının kaderine hükmeden bu alterocentrisme, erkeğin kişiliğini biçimlendiren ise egocentrisme.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster