1. 76.
    -3
    Hayatımızdaki unutulmaz bir dönemdir o... Sivilcelerin suratımızda zafer bayrağını göklere yükselttiği, beynin, aklın ve tüm azaların tek bir şeye odaklandığı bir dönem. Bazen ihtiyacını gidermek bile bir lükstür. Artık rüyalar da tek çeşit olmuştur. Hayal dünyanın, zihninin, düşünceye daldığın en ufak bir anın bile teması bellidir, o dört yıl boyunca değişmez hiç. Liseye başladığın günden itibaren ÖSS hep seninledir artık... Maddi manevi yanındadır hep. Kaçmaya çalışırsan karabasan olur uykunu böler, yemek yerken kursağına takılan bir lokma olur, lavaboya gidersin kabız olur kalırsın, su içerken genzine kaçar tıkanırsın... işte böyle bir şeydir öss ve daha da güzeli! Öss'ye hazırlık *

    iki bin dokuza girene kadar yeni yıllar mutlu ederdi beni de diğer insanlar gibi. Havai fişekler, sokaklardaki afişler, gösteriler, eğlenceler, çok şaşaalıydı. Ama iki bin dokuz hayatımın dönüm noktası oldu. Artık her yeni yılda içimdeki acı bir kat daha artacak. Ta ki gördüğüm son yeni yıla kadar...

    Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin düzenli askerî birlikleri yoktu. Osman Gazi zamanında eli silah tutanlar savaşa katılır, muharebe bitince herkes işinin başına dönerdi. ilk düzenli askerî birlikler Orhan Bey zamanında kuruldu. Yaya ve müsellem (atlı) denilen ve Türk gençlerinden toplanan bu kuvvetler biner kişilik birliklerden oluşuyordu. Bunlar sadece savaş halinde iken ücret alırlar, barış zamanında kendi işleriyle meşgul olurlardı. Kumandanları onbaşı, yüzbaşı ve binbaşı ünvanlarıyla anılan bu geçici askerler, gittikçe büyüyen bir devletin ihtiyacını karşılayamaz hale gelince başka ve daimî bir ordunun kurulması kararlaştırılmıştır
    ···
   tümünü göster