birileri hep anlatır

yumruklarının yumruları kabuk bağlamış... öfkeyle vurulan bir duvarın elinde bıraktığı hasardır bu panpa...
kafana taktıklarının eseri olur yakalandığın hastalık... dünyanın sana verdiği bileklerinde atan nabız...
halin olmaz “benden bi gibim olmaz”ları diline epey fazla dolamışsındır şu sıra...
para ve pulun orgazm yarattığı egoların insanlı taşıtlarını gördükçe susarsın...
seni sevdiğini sandıklarınsa gösterişli maskelerin nefes alan versiyonlarıdır o kadar pahalı da değildir bu maskeler... bir çığlık maskesinden ucuz ve komiktir...
sigara içmeyen bir insanın pakette kalan son dalın değerini anlayamaması gibi... senide anlamayanlar olur...
ne zaman ezberlediğini dahi bilmediğin şarkıları eve dönüş yolunda boş sokaklarda söylerken yakalarsın kendini... şaşırırsın buna...
ve cebinde ki son paralarınla aldığın kokoreçi sahilde oturup yemek üzereyken bir sokak köpeğiyle paylaşırsın...
için acır... pek yabancı değilsindir bu hisse... adını senin koymana izin verdikleri ilk muhabbet kuşunu evinin bahçesine gömerkende hatırlarsın... için acımıştı...