1. 76.
    0
    ‘’ Bir kere güldüysek, on kez ağladık!’’

    O zamanlar bu şarkıyı günde 20 kere dinliyordum. Kolay kolay tek başıma damar diye tabir edilen şarkıları dinleme huyum yoktur. Genelde arkadaş ortamında dinlerim bu tarz şarkıları. Şimdi ise odamda kendimi şarkılara veriyordum. ilişkimizin durumu o kadar çok canımı acıtıyordu ki her akşam uzun uzun ne yapacağımı düşünüyordum. Meryem her defasında beni gamsız olarak nitelendiriyordu fakat ben onun dediği gibi bir tek kendimi düşünen birisi değildim. Kolay değil 4 senemi verdiğimi bir insanla doğal olarak okul bitince de evlenecektim. Okulun bitmesine de çok az kalmıştı. Acaba biz her zaman kavga mı edecektik. Meryem ve ben acaba beraber olarak doğrumu yapıyorduk. Her yolu deniyorduk ayrılmamak için. Ayrıldıktan sonrada hemen barışıyorduk. Olmuyordu çünkü hiçbir şekilde ayrı kalamıyorduk. Beraberken yürümüyor, onsuzken hele hiç olmuyordu. Demek ki insanın şarkılarla konuşabilmesi için böyle bir ruh haline bürünmesi yeterliydi. Ben şuan sadece kendi penceremden yazıyorum ve kendi çektiğim acıları dile getiriyorum aslında o zamanlar Meryem benden daha çok acı çekiyor olabilir. Olabilir değil, gerçekten o benden daha çok acı çekiyordu. Ben her şeye rağmen kendimi ilişkiden soyutlayıp, vurdumduymazlığa yatabiliyordum fakat Meryem’in böyle bir şansı yoktu. Ben acımı içime atabiliyorken o dışa vurmak zorunda kalıyordu.
    Aşk biter mi? Sevgi biter mi? Saygı biter mi?

    Galiba bizim ilişkimizde saygının yerinde yeller esiyordu. Aşk ve sevgi bizi birbirimize kenetleyen etkenlerdi. Evet birbirimizi çok seviyorduk fakat saygı olmadan bir ilişki de aşk nereye kadar idare ederdi. Acaba bu savaşın galibi, aşk (duygu) yoksa saygı (mantık) mı galip gelecekti. Her zaman duygularımız ağır bastığı için ayrılamıyorduk.
    ···
   tümünü göster