1. 1.
    0
    Aaa unutmadan ilk el ele tutuştuğumuz, ilk öpüştüğümüz anları yazmayı unuttum. O kadar çok anlatılacaklar var ki bunları unutuyordum az kala. Meryem ile çıkmaya başladık başlamasına fakat elini tutmaya yanaşamıyordum. Bir gün tutayım dedim fakat elini çekti acele etme gibilerinden. Her neyse bir gün kafeteryadan aşağıya doğru merdivenler var minibüse binmek için oradan gidiyoruz bir anda Meryem elimi tutmaz mı.! O an nasıl denir insanın içi gider ya aynen o tabir bende oldu. Zaten o günden sonra hiç aralıksız bırakmadık birbirimizin elini. Hatta kavga ederken bile el eleydik. Ağlarken bile el ele ağladık. Birbirimizin yanındayken o el hiç ayrılmadı. O el kimsenin eline değmedi. O el o gün bir bağlandı çözecek kimse çıkmadı… O EL ..O EL…
    ilk yılımızda tam bir sinema tutkunuyduk. Her hafta muhakkak bir yada iki filme giderdik. Daha sonra Sakarya merkezden, onun yurduna el ele, omuz omuza, muhabbet ede ede giderdik. Ben yürümeyi sevmeyen bir insanım normalde fakat Meryem ile yarım saatlik yolu sanki biranda yürüyormuşuz hissine kapılırdım. Tam bir sene boyunca o yoldan el ele geçtik. Akşamları o sokak aralarında giderken ben Meryem’in sırtına kolumu atardım o ise sol elini arka cebime koyardı.
    Haftalar ilerliyordu daha bir kere öpüşmüşlüğümüz yoktu. Aslında yelteniyordum fakat hep olumsuz sonuçlar çıkıyordu ortaya. Bir gün yine yurda yürüyorduk Meryem’ e dedim ki sana bişi söyleyeceğim der demez dudaklarına doğru bir hamle yaptım.! Hamle yaptım yapmasına fakat yine bu hamlenin boşa olacağını düşünmüştüm ki kendisi de karşılık vermez mi! Evet ilk defa ıssız bir sokakta onu öpmüştüm daha doğrusu karşılık vermişti diyeyim. Daha sonra ki günler her gün onu yurduna yürüyerek bırakmaya başlamıştım ve bizim bir sokağımız vardı tam onların yurduna gelmeden 200 metre önde kalıyordu. O sokağın bizde çok büyük anısı vardı.
    ···
   tümünü göster