1. 1.
    0
    Yıllar önce kulağına takılan küpenin artık çıkarılma zamanı gelmiştir. Oyunda da gerçekte de mat ettiği şaha da, son darbeyi, gönderdiği mektuptaki şu cümlelerle vurur; Ben sana Çaldıranda mat olacağını, yıllar önce Tebriz Sarayında, satranç tahtasında gösterdim. Lâkin sen basîretsiz bakışınla, karşında sadece basit bir derviş ve basit bir oyundan başka bir şey göremiyordun. Şah ismail Yavuzun mektubunu okurken, okuduğu her bir cümle, bir hançer darbesi gibi iner göğsüne. Ve mektup şu cümlelerle son bulur:

    -TEBRiZ SARAYINDA MAT OLDUĞU BiR DERViŞE TOKAT ATMAK ERLiK DEĞiLDiR. ATACAKSAN TOKADI BÖYLE ATACAKSIN.

    (Bu arada istanbulda bir söylenti kulaktan kulağa dalga dalga yayılmaktadır. Rivâyete göre Yavuz, henüz şehzade iken Tebrize gitmiş ve satrançta Şah ismaili yenmiştir.
    işte yıllar sonra Çaldıran zaferi nihâyetinde Tebrizi terk ederken Sultan Selim Han, yanındaki silahtarına şöyle der:
    -Bak a Silahtar Ağa, gidip şol çınarın altındaki toprağı kazasun. Ne bulursan hepsi dahi senindir.

    Silahtar Ağa çınarın dibini kazdığında çürümüş bir kese ve içinde çil çil iran altunları bulur. Anlaşılır ki Yavuz Selim Han şehzâde/piyâde iken dahi Şahı mat etmiştir.)
    ···
   tümünü göster