1. 51.
    -1
    şimdi düşünüyorum da eğer o zaman kodeste yaşayacaklarımı bilseydim kaçar mıydım oradan, en azından denerdim... denemek isterdim daha doğrusu...

    yirmidört yaşında kimsesi olmayan bir adamdım… her gece meyhaneci rıfkı’nın meyhanesinde demlenir o yaşıma kadar yaşadıklarımı unutmaya çalışıyordum ama yine de unutamıyordum…

    kolay da değildi unutmak, zira ailemi bir hiç uğruna, hem de benim yaptığım bir hata sonucu kaybetmiştim…

    dedem, soyundan kalan son torununu da kaybetmemek için, o çok sevdiği toprağından koparak istanbul’a gelmişti... hem de bana sahip olmak için...

    babamın evini, kendi evini ve arazilerini satarak istanbul’da iki arsa almış… iki arsanın üzerine de iki gecekondu yaptırmıştı… gecekonduların inşaatında kendi de çalışmıştı… birisini kiraya vermiş, birisinde de biz oturuyorduk…

    dedemin yüzüne bakamıyordum, bakmak da istemiyordum zira benim yüzümden oğlunu, gelinini ve iki torununu kaybetmişti… ve evet, ben de ailemi kaybetmiştim ama ben kendim düşmüştüm, düşerken de dedemin elinden tutup bataklığın içine sürüklemiştim… işte en çok da bu kahrediyordu beni…

    dedemle yaşadığım beş yıl boyunca konuşmasını bekledim, “neden” diye sormasını bekledim ama konuşmadı, hiç konuşmadı ta ki iki yıl öncesine kadar…
    ···
   tümünü göster