0
Bezgin, yorgun, anlaşılmamışlıktan sıkılmış ve ille de karamsar olmak...
2-) Nasılsın diye soranlara “Bu memlekette nasıl olunursa öyle” demek...
3-) Hiç bir şey üretmemek...
4-) Üretilmiş her şeyi yargılamak ve hafifçe gerinerek onları üretenlere burun kıvırmak...
5-) Hiçbir şeyi derinliğine bilmemek ama biliyormuş da, uzun boylu anlatıp açıklamaya değmez buluyormuş gibi görünmek...
6-) Politikacılardan yontuculara, balıkçılardan ressamlara kadar çekiştirmedik kimse bırakmamak ve sadece camekânlı köfteciyi güzel adam olarak bulmak...
7-) Aşık olup, hem tokadı patlatan haşin erkek, hem de ayaklara kapanıp ağlayan duygusal erkek salıncaklanmasında gidip gelmek...
8-) Denize düşmüş sandal çıpasını, dibe dalıp çıkartan 12 yaşındaki bir çocuğu görünce “bunu yazmak gerek” diye mırıldanmak...
9-) Her şeyi ince bir nükte ile vurguluyormuş gibi, yarısı yutulmuş cümlelerle konuşmak...
10-) Başkalarına ait yargıyı daima elinde tutmak...
11-) Çok iş yapıp da yorulmuş gibi tatilciliği ön planda tutmak...
12-) Resim sergisi dolaşmak ve bazen bir tablonun önünde durup, yanındakilere dönerek “soylu bir çaba” demek...
13-) Bir yığın önemli iş önerisi uydurup, ödün vermemek için hepsini reddettiğini açıklamak...
14-) Durmuş oturmuş yazarlara, sinemacılara, tiyatroculara diş gıcırdatmak ve onlara sövmek...
15-) Politika konuları açıldığında, halk sevgisiyle kahrolmanın kısık gözlü bakışlarıyla öfkeli iç çekmek...
16-) Flört konuşmalarında yaşamın gerçeğini dank diye söylemek ve pgibolojik analizler yapmaya kalkmak...
17-) Yaşamış taklidi yapa yapa, hiç bir şey yapmadan ağır ağır yaşlanıp kaybolmak...
çetin altan 1992