1. 26.
    +2
    tanrım, lütfen. bana bu sahneyi yaşatma. beni böyle sınama. tamam, bugün söylediğim her şeyi geri aldım. affet. gönderdiğin kitap aşkına.
    insan çaresiz kalınca tanrıya pek güzel kul olur.
    yenice girişindeydim. bir kapı var, o kapıdan yenice'ye hoşgeliyorsunuz. kapının dibinde bir adam. köpek adamın ilerisinde. bu adamla oyalanmam gerekiyordu. böylece köpek gider, ben de dinlenmiş olurdum. yenice'ye varmakla daha çok yolum olduğu iğrenç gerçeğiyle yüzleşmiştim, yorgunluğum daha bir artmıştı zaten. çömmüş adama yaklaştım:
    -salamaliküm abi.
    adam birden dönüp beni süzmeye başladı. elimde poşetim, solmuş benzim, paralanmış ayakkabım..
    -alikümselam bilader?
    -abi tarsus'a kaç kilometre çeker burdan?
    gözleri faltaşı gibi açılan abi:
    -neyle gidicen bilader?
    -yürüyecem abi.
    -ney? nasıl yürüyecen gülüm? nereden geliyon sen?
    -adana abi.
    -nasıl adana lan? gel çöm şöyle. delirdim mi sen biladerim?
    -yok abi mesafe kısa diye yürümek istedim. sporcuyum ben. (oha dıbına koyim. yalana bak. ama o kadar bitkinim işte. o an kapasitem sıfır, kilom da 56)
    -(bir uzun 2001 uzattı. bir de kendi yaktı.)şindi kamyon gelecek bizim onla giderik. tarsusa gidiyoz zaten.
    -yok abi sigaramı içim yürürüm ben.
    işte tam bu esnada uzun bir korna sesi yükseldi. kocaman bir tır, kornaya abanıyor. ileriye baktık, köpek yolun ortasında. bir şeyler kokluyor. çekilmedi köpek. tır da durmadı. bunun için kendime çok kızdım sonra. ne bileyim, inanırım ben. şu kamyon kokpiti de ne çok sallanıyor arkadaş. şeritleri nasıl tutturuyor acaba adam? oo, 100'le gidiyor bir de!
    şoförle gözgöze geldim. şoför birlikte sigara içtiğimiz ağbiye sordu:
    -arkadaş kim?
    -ya garibanın biri. yol yürümüş adanadan.
    buradan sonra kurulan cümleler, çıkan sesler buğulanıyordu. yolu seyrediyordum ben. bir sınavı daha başarıyla tamamlamak üzereydim. ama ağbi öyle demeyeydi iyiydi. sporcuyum lan belki? olimpiyatçıyım dıbına koyayım? madalyayla mı koşmam gerekiyor illa? teallam..

    indim. biraz yürüdükten sonra evdeydim. ayakkabım parçalanmış, ayaklarımın altı yarım kilo su toplamıştı. ellerim, bacaklarım titriyordu. ayaküstü yemek yedim. bir litre su içtim. altı erimiş çoraplarımı çıkardım. ayakkabılarımla birlikte çöpe attım. bir haftalık ölü gibi kokan ayaklarımı yıkadım. sonra kendimi attım yatağın üzerine. tam o esnada babam geldi. panikle sesleniyor. titrek sesimle odamdayım dedim. saat 13.30 gibi gelmiş. her yeri altüst etmiş. büfeyi bulmuş. büfeci anlamış parasız olduğumu. hatta soracakmış. ben hemen ayrılmışım. öyle anlatmış babama. babam da bana bir şey oldu diye çok korkmuş. ama inan baba şu an umurumda değil. şimdi gidiver, iki gün uyuyacağım.
    uyudum.
    tam iki gün uyudum.

    yürüdüğüm yol ortalama 35 kilometre vardı. google maps hep 26 kilometre gösterdi. yalan.
    saat 13.00'te adana garından çıktım, 21.00'de yenice'deydim.
    hiç unutmam.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster