telefona baktım, hazır eda nında dikkati üzerimde değilken..kim ki bu? burçin değildir, onunla akşam üstü konuştuyduk zaten..
mesaj, eliften..
"nabersin? yeni yıla hazır mısın (:"
hemen cevap yazdım kısaca, "iyi ya, program vardı, onu yaptık, kafede bizimkilerle eğleniyoruz (: sen naptın?"
ardından eda-nilay ikilisiyle sohbete devam ettim, bir dakika sonra tekrar titredi telefonum,
"iyi bende, biliyordum çalacağını ama kızlarla başka yerdeyiz bizde.. biliyorsun işte mine filan :s gelemedim o yüzden, nasıl kalabalık mı?"
"aslında gelmediğin iyi olmuş, şüphe çekerdi, biliyorsun işte nilay filan :s (: (:, evet acayip bir gece oluyor ya, her şey harika"
cevabı yollayıp gözlerimi ekrandan kaldırınca nilayın imalı-sorgulayan gözleriyle karşılaştım, sanki bana, "yanında eda varken böyle çatır çutur telefonla oynuyor olman ne derece mantıklı?" der gibiydi.. hemen sindim.. telefonu yeniden zütüme
* sokarak ortadan kaldırdım..
edayla konuşmaya devam ettim, o arada da ufak ufak masayı gözlemliyorum... bakalımm..
yan tarafta, tolga bütün hünerlerini begüm ve arkadaşları üzerinde deniyor gibi, ne zaman kafamı çevirsem kızı gülerken görüyorum, bir iki kere göz göze geldik, bana da sırıtarak göz kırptı.. yanımda nuriş ve beril kol kolalar, kız kafasını bizimkinin omzuma bırakmış, nuriş kulağına bir şeyler söylüyor, saçlarıyla oynuyor..
alperle dilara da benzer pozisyondalar..ooh.. hayat size güzel aq..nilayın, tolganın ve begümün sap arkadaşları kaynaşmaya çalışıyorlar işte..kah birbirleri arasında kah gruplar arası sohbetler..ama bir tak yiyemezler herhalde, amk pasifleri.. yumuşak eleman kızlara fal bakıyor.. nilayla neco konuşuyorlar, hayret ettim.. acaba bu yakınlaşma kimin fikri..
bence nilayın.. tolganın begümle yakınlığına bir misilleme sanki.. neco zaten dünden razı, çaresiz... lan.. inşallah abuk subuk şeyler olmaz.. gerçi, ben de çok pipirikliyim sanırım..ne var aq, iki sınıf arkadaşı yan yana oturmuş konuşuyorlar..ama işte niyet önemli.. neconun niyeti zaten belli.. eğer nilay da kendininkini tolgaya gönderme yapıcam diye bozarsa.. ayıp olur yani..ama şöyle de bir durum var, tolga şu an tamamen farklı bir evrende, ayrı bir paralelde.. nilayın ya da yapmaya çalışması muhtemel şeylerin pek farkında değil gibi.. tavşan-dağ meselesi..
biz de edaylayız işte.. nilayın diğer sap kız arkadaşları için üzgünüm.. yani onlar hakikaten baya vasatlar, eda gene iyi yani nilayın dediği gibi.. aktiflik olarak da bir numaraları olmadığı için gecenin büyük kısmını aralarında konuşarak geçiriyorlar.. beni ve edayı değerlendirip gözlemliyor olmaları muhtemel..el birliğiyle arkadaşınızı bana kakalayabilecek misiniz bakalım ha gayret (:
tekrar mesaj geldi..
eda ile konuşmamı bozmadan, sanki saate bakar gibi telefonu çıkardım, eliften gelen mesajı okumaya başladım,
"(: olağan şüphelileriz desene, ben sana gelemedim, gelemiyorum, ama sen başka bir yere takılmazsan bana gelsene kafeden sonra? biz çok geçe kalmayacağız"
hobaaa...
hadi bak bakalım telefona saate bakar gibi şimdi yiyorsa..lan.. elif, yıl başı gecesi, eve çağırıyor beni.. yine... yeniden mi?..gitmem halinde, yeni yıldan fazlasına gireceğim belli.. gitmem mi lan? uçarak giderim... allah be!... sıcak bastı.. sakin ol tsi... iyi de, buradan zaten 2 ye doğru çıkacağız..ben bizimkilerle çıkmazsam hem ayıp olur, hem de soru işaretleri yaratır.. saat çok geç oluyor.. napıcaz?
ekrandan kafamı, düşüncelerden de beynimi zorlukla ayırıp yeniden edaya döndüm.. kız bir tuhaflık fark ettiyse bile belli etmedi.. kibar şey, kıyamam sana ben..
"arkadaşlarım" dedim, "yeni yıl kutlamaları geliyor şimdiden (:"
"hıı (: bir şey kalmadı ya, 10 dakika sonra 10 dan geriye saymaya başlıyoruz (:"
"rica etsem benimle birlikte sayar mısınız? ;) :p"
"tabi ki efendim ne demek (:"
eda utangaç utangaç gülümsemekle meşgulken elife cevabımı yazmaya koyuldum,
"gelirim ama, biz burada 2 gibi filan çıkıcaz? geç olmaz mı?"
bu sefer telefonu masaya bıraktım.. ouff anasını satayım.. reddedilemeyecek tekliflere bile "ama" çekmek zorunda kalıyorum.. olaya bak..
biraz sonra yeniden mesaj geldi..eda umarım kıllanmıyorsundur..
"yoo, ben sabaha kadar ayaktayım zaten, eğer gelecek olursan mesaj atarsın bana, mutlu yıllar :*"
oof of..yutkundum.. gelicem ulan.. sabahlar olmasın.. gelicem..
"tamam canım o zaman.. gelirim, haber veririm gelmeden önce de, sana da mutlu yıllar ;)" yazıp yolladım..
çok karışık duygular içerisindeyim be beyler.. pişmanlık gibi, sevinç gibi, kararsızlık gibi, coşku gibi..
kısacası, gene kafam, kalbim çorba gibi..