takip eden tüm arkadaşlara teşekkür ederim. güzel bir cuma ve haftasonu olsun dilerim hepimiz için
* . neyse devam edelim:
siparişleri hazırlarken, bir ben bir gökhan doldururyorduk biraları, mehmeti birden yanımda farkendince bir an ürktüm. adam beni izliyordu gülerek. mehmet niye öyle bakıyorsun dedim, hiiiiç seni izlemeyi çok seviyorum dedi. dışarıda arkadaşların var mehmet, git istersen, ben getireceğim siparişlerinizi dedim. yok ben zütürürüm, sen yorulmuşsundur zaten dedi. halen gülüyordu. gökhan'da bir yandan biraları doldururken bize bakıyordu olayı çözmeye çalışıyordu. böyle şeyler olur bar ortamlarında, eğer müşteriler sarkıntılık yaparlarsa garsonlara, garsonlar aralarında anlaşıp müşterileri değiştirirler yani bizim barımızda böyleydi. göz kırptım, bir sorun yok anlamında.
tam hazırladım bunların isteklerini, mehmet aldı zütürdü dışarıya. tam başka masaların siparişlerine koşarken, iclal çekti kapının önünde, mehmet'in o beraberinde getirdiği o muşmula suratlı karıya söyle, beğenmiyorsa defolsun gitsin bu bardan dedi. noluyo be dedim, geldiğinden beri bir afta tafra, sürekli şikayet edip homurdanıp durdu, siz içerde biraları hazırlarken dedi. sana mı bir şey dedi dedim, evet dedi, masa istedi, sandalye istedi, mümkün olmadığını söyledikçe, küçümser bakışlar atmaya devam etti dedi. çetin'e bile laf sokmuş dedi. herhalde algılamasında bir sorunu var arkadaşın dedi, gitti.
bir şey demedim. siparişlere devam ettim. saat gecenin 3'ü olmuştu.bar epey boşalmıştı. mehmetler zaten çoktan içeri girmişti. birkaç masa kalmıştı dolu olan. sipariş vermek için mehmet seslendi, gittim yanlarına. 4 tane türk kahvesi istediler, 3 kişilik masaya 4 tane kahve istemeyi anlamlandıramamıştım baişta, herhalde misafiriniz gelicek dedim, ilker yok size ısmarlamak istedik masamızda dedi, arkadaşımızla bir kahve içmek istiyoruz eğer sakıncası yoksa dedi. aa peki, teşekkür ederim deyip kahveleri hazırlamaya gittim.
kahveleri alıp, masaya oturdum. ilker ile mehmet birbirini gerçekten çok seven yakın dosttu, bunu hep gördüm zaten sonralarıda. meltem ise şişmiş ve mutsuz gözlerle etrafı seyrediyordu. bende bana söz geldikçe konuşuyordum. mehmet baktı bana, bar kaçta kapanacak dedi, 5 dedim. iyi seni ben bırakacağım evine dedi. meltem gözlerini dikmiş bizi dinliyordu, ilker ise başka şeylerle ilgileniyormuş gibi yapıyordu. kahvaltı yaparız bir yerlerde, konuşmamız gereken şeyler var dedi, çok yorgunum üstelik sende sarhoşsun, başka zaman daha müsait bir zamanda konuşsak olmaz mı dedim, hayır bugün konuşacağız dedi. tamam dedim.