medieval total war 2

bizans imparatorluğunu seçtim. yıllardır oynadığım bir oyundur ve dünyada bunun gibi başarılı çok az oyun vardır. hep başka bir macera, hep başka bir heyecan.. vh/vh ayarlarda oynanmalıdır.

bizans ilk 6-7 turnu boyunca ekonomik olarak güçlendirdim. ardından asker basmaya başladım, bu sırada türklere ve macarlara casuslar, suikastçiler de saldım. şehirlerde falan sabotaj yaptım, türklerin ticaret anlaşması teklifini reddettim. ne de olsa türkler barbardı, işgalciydi; onları bir an önce anadolu'dan atmalıydım. * komşu ve uzak ülkelerle bir bir ticaret anlaşması imzaladım. 1100 yılına gelmeden, iyi bir orduyla türklere daldım. konya'yı fethettim ve türklere gününü gösterdim..

fakat türkler çok iyi çıktı. ilk olarak cihat ilan ettiler. oldukça kalabalık bir mısır ordusu istanbul önlerine geldi. kulelerini, koçbaşılarını ateşli oklarımla yaktım. darmadağan ettim orduyu. fakat türkler pes etmedi: macarlarla ve venedik ile (tüm batı komşularımla yani) ittifak kurdular. evet, beklediğim gibi bu ikisi bana savaş açtı. özellikle macarlar müthiş güçlü. türkler, benimle baş edemeyince başka ülkeleri devreye soktu ki bu da oyunun yapay zekasının ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. düşmanlarım çok zekice hareket ediyor. macarlar, iki kalabalık orduyla sınırlarımı geçti. biri istanbul'u, diğeri de selanik'i kuşattı. bu akşam bu iki şehrimi savunacağım...

bu arada türkler çok vakit kazandı elbette, tarih 1100 yılını geçti. kralım alexander öldü, yerine prens john imparator oldu. john, kalabalık ve güçlü bir ordu ile konya garnizonundaydı. john imparator olduktan birkaç turn sonra, türkler full kalabalık ve güçlü bir orduyla sınırımı geçip konya'ya yaklaştı. casuslarım önceden bu orduyu tespit etmiş, suikastçilerim ordu başındaki generali öldürememişti.. bu arada ekonomim sıçılmıştı. türk - macar - venedik donanmaları neredeyse tüm limanlarımı ablukaya aldı. üçüncü ve son büyük şehrimin de kuşatmaya alınması ekonomiyi çökertecekti. cüretkar bir adım attım: konya'da bir birim asker bırakarak imparator john komutasındaki kalabalık ama yıpranmış bir orduyla saldırıya geçtim. savaşta çok fena taktikler uyguladım, türk sipahilerinin uzaklaşmasını sağlarken, bir yandan da piyadelerimle taarruz ettim. generalin askerlerini de savaşa dahil ettim, arkası çevrilen türk piyadeleri teslim oldu. türk ordusunun merkezi çökmüştü, tam bu sırada türk generalinin de ölmesi ortalığın dıbına koydu. türk ordusu dağılmaya başladı. hepsini avladım, 2000 kişilik türk ordusu imha edilmiş, 600 türk esir olmuştu. hepsini katlettim. böyle büyük bir gücü büyük bir zaferden sonra serbest bırakamazdım..

fakat durum tak. istanbul düşecek sanırım. çünkü cihat ordusundan hemen sonra macarların saldırması çok kötü oldu, istanbul'daki ordum çok zayıfladı ve macarların balistaları, hayvani süvarileri var amk..

edit: selanik de istanbul da düştü. istanbul kuşatması inanılmaz derecede kanlıydı, macar ordusundan bir avuç asker kaldı hayatta amk. selanik'den turnler öncesi yola çıkmış bir ordu, iznik'ten de gelen desteği alarak istanbul'u geri aldı. ekonomim tamamen kurtuldu, imparator john komutasındaki ordu kayseri önlerine geldi. türklerin yıkılması an meselesi. doğu cephesi kapanırsa venedik'i de macarları da ters tutup düz giberim valla.

bu arada, kalabalık bir türk ordusu aniden karadeniz'den geldi ve iznik'e yaklaştı. taku yemeden kayseri'yi almak lazım amk. bu arada yıl 1164.