böyle hayat mı olur lan herşey tek düzen

günler, aylar, yıllar derken... aynı anda yemeğe oturma (her gün) o yemiyorsa yememe, kıyafete karışma, kozmetiğe karışma, arkadaş çevresine karışma, gittiğimiz yerlerin standartlığı, adım atmaya bile izin alma derken iş çekilmez hal almıştı ama ikimizde ses etmiyorduk seviyoruz diye böyle oluyor deyip geçiyorduk. beraber uyur beraber kalkardık beyler o derece. ben o sıra ek iş olarak deşifre yapıyorum beyler bilen bilir araştırma şirketlerinin 2 saatlik vs toplantılarını yazıya dökme olayı. şirketlerden birinin gözüne girdim beyler ve çok affedersiniz hayaları yere uzanan bir tip. çağırdı beni gittim yanına alwen ingilizcen nasıl iyidir ( londrada 5 ay kaldım beyler onu da anlatayım hatta, dayım iltica etti beni de istekle gönderdi falan temel olan ingilizcem orada gelişti bayağı) adamla abartısız 40-45 dakika ingilizce sohbet ettik. tamam olur bu iş dedi. ne olur dediğimde alwen seni isviçreye gönderiyoruz dedi ( taşaklı pekekent ailen, sevgilin yok.) direk bir umuma husus bir pasaport çıkarttırdı doğru isviçreye laussaneye. işi orada öğrendim beyler ne yapacağımı. büyük firmanın biri ile bu araştırma şirketi arasında aracı koordinatördüm. toplantı bilgileri, gruplar, konular, yeni ürünler ile ilgili ilk bana bilgi gelir bende bunu royce ve ya josephe gönderirdim. bu şekilde aracı oldum. 7 ay kadar. bu sırada gamze hep homurdanıyor. hep problem hep sorun hep kavga. her ay 400 euro kadar ödeme yapıyordum telefona ... neyse... beyler öyle böyle dayandım 7 ay ama çekilmez hal aldı hem annem tek kalmıştı hemde gamze problem yapıyordu. geldiğim gibi zaten askere gittim. 5 ay askerlik evresinde de bildiğiniz gibti belamı beyler. hatta başka birini sevmişti falandı filandı oldu da yapamadı geri döndü ilk ayrılığı orada yaşadık beyler. askerden geldim. bizdeyiz ve evde yanlızız annem o zaman yoktu nerede hatırlamıyorum. gamzeyle yatağa uzandık, gamze alwen dedi... efendim gamze, alwen senin olmak istiyorum. gamze huyumu biliyorsun dedim. dudaklarını o an hissetmiştim sadece sus dedi bana. sustum öpüştük saatlerce dil dile temas moduna kadar. artık ne olacaksa olsun dedim ve tişörtünü kavradım beyler, vodka içmiştik zaten birazda onun cesareti ile rahattım yani. bugünde bizde kalacaktı derken... oda benim tişörtü çıkardı...