1. 1101.
    -3
    daha önce nick'in hikayesini sormuştum "uzun" demişti.

    ciddi bir eşcinsel savunuculuğu var kendisinde. oysa ben biraz daha çıtayı yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü bana göre cinsiyet mevzusu biyolojik bir takım kondisyonlar dışında (evet bence cinsiyet biyolojinin konusu değil artık. cinsiyet sahibi olmak, karaciğerli olmak ya da leğen kemiğine sahip olmak gibi birşey. insanları karaciğer hacmine göre sosyal sınıflara ayırmıyoruz değil mi... ) kalıyor.

    yani cinsiyet sosyal bir mevzu. ama bir yandan da cinsiyet bazlı ayrımların ve yönelimlerin tamdıbını da (sapıklık derecesine varmadığı sürece) reddediyorum.
    dolayısı ile benim algıma göre heterociksüel diye bir klasifikasyon yok. dolayısı ile yine benim algıma göre homociksüel diye bir grup ta yok.

    benim algıma göre sosyal darwinist bir takım koşulların yarattığı farklılıklar dışındaki yönlerimiz itibariyle herhangi bir ayrıma dahil olamayız. ancak 46 kromozomlular ve 46 kromozomlu olmayanlar olarak ayrılabilmeliyiz.

    bunun sonucunda gözlemlediğim şey ise şu oluyor: "ille de ben eşcinselliğimle var olacağım!" diyen adamın "ille de erkek dediğin ancak ve ancak -o da belli şekillerde- kadından hoşlanabilir, çünkü yaşasın heteroluk!" diyen adamdan farkı yok.

    haliyle "eşcinsel hakları" diye birşey de yok. çünkü partnerini seçebilmek, bir takım efemine tipli yumuşak huylu abilerin tekeline alamayacağı kadar genel birşey.
    nasıl ki "kürt hakları" diye birşey yoksa, eşcinsel hakları diye birşey de yok.

    sen geri kalandan -tek bir birey olarak ayrılman dışında- grupça bir kenara ayrılacak bir ideoloji güdüyorsan, faşizmin amca oğlu olan "hizipçiliğin" kapanına kısılmışsın demektir. as above so below'a katılmadığım nokta budur.

    tabi ki, sosyal mesajı bi kenara bırakırsak, ben bu arkadaşı seviyorum. kafası çalışıyor. öyle sallabaş şuku adamı değilimdir ama iletisini gördüğüm yerde kaale alıyorum. çüküsünü bastıysam -ki hatırladığım kadarıyla daha basmadım- bunu yazdığı şeyin içeriğini kafamda tartmadan yapmıyorum. kaldı ki bu da sosyal diyaloğun ana bileşeni olsa gerek.

    saygılar, sevgiler.
    ···
   tümünü göster