1. 176.
    +1
    yolda ilerlerken, sessiz olmaya gayret ediyorduk, yagmalanmis evlerin icinde kac tane insan kanina susamis canavarin oldugunu bilemezdik. evleri gectikten sonra assagiya inen yolu takip edip, sahil yolunda kendimize bir arac bulmayi umit ediyorduk. bir araba ile daha rahat ilerleyebilecegimizi dusunuyorduk. bir anda kulagimin dibinden ari viziltisi gibi bisey gecti. yukari tepede mevzilenmis askerlerin, bize ates actiklarini anlamamiz uzun surmedi, muhtemelen yagmacilari ve aylaklari bu bolgeden uzak tutmak icin tepeye yerlestirilmislerdi. aradaki mesafe baya oldugu icin, mermiler bize isabet etmemisti, firsattan istifade, kendimizi yol kenarinda duran bir araba enkazinin arkasina attik. hicbiyere cikamiyorduk, mermiler sagimizdan, solumuzdan vizir vizir geciyordu. bir anda tepenin obur tarafinda duran devasa namlunun bize dogruldugunu farkedince, kasim abiyi de kolundan tutup can havliyle sokagin karsi tarafina kostuk. beyaz bayrak sallamanin birsey ifade etmeyecegini biliyorduk, askerlere hareket eden herseyi imha etmesi emredilmisti. havan mermisi arabanin enkazina isabet edince araba iki metre havaya ucup alev aldi. anlasilan, deposunda benzin vardi, belki de askerlerin gorevi benzini yagmacilardan korumakti. kopan gurultunun uzerine ikinci defa ates etmelerini bekliyorduk ki, tepedeki askerler askeri bir araca binip mevilerini hizla terkettiler. bu davranislarina anlam vermeye calisiyordum ki, kasim abi kekeleyerek omzuma dokundu. arkami dondugumuzde bisuru aylagin, bos evlerden cikip bize dogru geldigini gordum, ses onlarin dikkatini cekmis olmaliydi. o an olecegime kesinlikle inanmistim, aslinda olumden kimse korkmuyordu artik, ama bir aylagin dislerinin arasinda can vermek, olumlerin en kotusuydu. cok hizli bir sekilde bir plan yapmamiz gerekiyordu, hemen arkamizdaki lastikci dukkanina girip agir demir kapiyi kapattik. elimize gecirdigimiz butun agir malzemeleri de kapinin arkasina koyduk, ama cok fazla dayanamayacagini biliyorduk, kan kokusu alan aylaklarin istahi, daha da kabarmisti. parmaklarini ve dillerini kapinin araligindan iceri sokuyolardi. kapiya yuklenen agirlik giderek artiyordu, kapinin menteselerinin oldugu yerden catirdamalar geliyordu. burada kapana kisilmis farelerden farkimiz yoktu, ama disari cikarsak da hicbir sansimiz olmayacakti. kasim abi ile birbirimize umutsuz gozlerle baktik, hicbir sansimizin kalmadigini dusunuyorduk.
    ···
   tümünü göster