1. 126.
    0
    deli gibi içiyordu. zaten mehmet'in en büyük zaafı alkoldü. üstelik alkol aldığı zaman ise tam bir şizofren olurdu. böyle insanları da hayatım boyunca anlamadım, tamam sevebilirsin alkolü ve kafasını ama niye içince sapıtırsın ki? sürekli içki taşıyordum masaya, tekila, votka, rakı, artık allah ne verdiyse. üstüne de aralarda çay içiyordu, çarpmasın diye.

    saat gece 3'e yaklaşırken bu kalkmak istedi. iyi geceler demek için yanıma doğru gelirken,bir dengesini kaybeder gibi oldu. oooof çok içmişim dedi gülümseyerek. hadi ben gidim mi artık dedi iyice alkolden peltekleşmiş diliyle. kendiniz bilirsiniz dedim.sen kaçta çıkacaksın dedi, sanırım 5'i bulur çıkmam dedim.eee nasıl gideceksin evine dedi, sevgilin falan yok mu senin kızım dedi.o almaya gelsin dedi. yok benim sevgilim, ben kendi başımın çaresine dedim.

    gözleri parladı birden. açtı gözlerini. tamam o zaman, ben biraz kendime geleyim dedi. seni ben bırakırım dedi. lütfen dedim, lütfen beni rahat bırakın. siz önce sağlıklı bir şekilde kendi evinize gidin dedim. ya tamam ben bırakacağım seni, inat etme dedi. tamam beni patronum bırakacak eve, siz gidin lütfen dedim. baktı uzun uzun, sana zarar vereceğimden korkuyorsun dimi dedi, hayır dedim sadece yapılan şeyi çok doğru bulmuyorum açıkcası dedim. eşinize selam söyleyin, iyi geceler dedim ve bar kısmına geçtim, masaları silme bahanesiyle.

    arkamdan baktı uzun uzun, hiçbir şey demeden. iclal geldi yanıma,"lan adam niye orada dikiliyor kazık gibi" dedi, "aman boşver ya" dedim.

    içim sızlamıştı ama. mehmet'in öyle uzun uzun bakmasına, sonra ellerini cebine koyup, çaresizce bir şey demeden bardan çıkmasına. diğer yandan da mantığım ağır basıyordu, bu saçmasapan gizli flört bitmeliydi.
    ···
   tümünü göster