1. 1.
    0
    tiyatronun ikinci katındaydık. oyunun ne olduğunu hatırlamıyorum. ona aşıktım. büyümüş gözlerle sahneye bakıyordu. gözleri o kadar büyüktü ki yüzüne sığmıyordu. heyecan mıydı yüzündeki yoksa şaşkınlık mı? onu bu denli hayrete düşürecek ne olabilirdi ki sahnede. çok seyrekte olsa bana da bakıyordu. öyle kaçamak gibi de değil hani. bana bakıp orada olduğumdan emin olup tekrar sahneye. bir süre sürdü bu. oyunun kaçıncı perdesiydi. hangi dilde oynuyorlardı neden oynuyorlardı hiçbir şey hatırlamıyorum. ona olan bu tutkum beni hasta etmeye başlamıştı. aşk zaten sağlıksız bir şeydi. yemek yiyememek, uyku uyuyamamak sürekli başka birinin nerede olduğunu ne yaptığını herhangi bir sorunu olup olmadığını düşünmek. neresinden bakılsa fizyolojik, pgibolojik bir rahatsızlıktı. acaba hastalıklı olan şey bunlar mıydı yoksa kişinin bunları kabul etmesi miydi? bize rahatsızlık vereceğini bildiğimiz bir şeyi neden kabul ediyorduk. kadının var oluşunda beri erkek hastaydı. ve kadın erkeğin ilk semptomu idi. tüm bakışlarımı ona dikmiştim. anı kaçırmamak için kan dolaşımı yavaşlatmaya çalışmıştım. başım dönmüştü. fizyolojik bir baş dönmesi miydi bu yoksa aşkın sağlıksız biçimlerinden biri miydi? bilmiyordum. göz kırptı o. sahneye doğru sağ göz kapağı bir aşağı bir yukarı. bu sahneden alkış sesleri beni uzaklaştırdı. kanım hızlanmıştı. daha o neydi diye soramadan. -bir arkadaşımı gördüm tesadüfe bak o da oynuyor kulise inip selam vereyim. lobide buluşuruz. hızlıca dışarı çıkıp bir sigara yaktım. çabuk bitti. bir daha yaktım o da çabuk bitti. üşüdüm. içeri girdim. ileri geri yürüdüm son seyircilerde tiyatrodan çıkmıştı. o hala yoktu. meraklandım. kulise doğru yürüdüm. içeride oyuncular şampanya içiyordu. özür dilerim
    deyip çıktım. derken bir kova devrilmesi sesi ve ince bir çığlık duydum. daha önce duyduğum bir çığlık. üzerinde depo yazan kapıyı hızlıca açtım. ona aşıktım. karşımda duran kızarmış yüze, dolgun baldırlarına. tek ayak bileğinde iç çamaşırı görünüyordu. koyu yeşil abiye kıyafetinin göğüs kısmı açıktı. sağ göğsü tanımadığım bir erkeğin avuçlarındaydı. ruju dağılmıştı. ona aşıktım. bana verdiği hastalığın evrim geçirdiğini hissediyordum. devrilen kovayı düzeltip, kapıyı kapattım.

    edit: liselieri savmak için yaptığım deneme başarılı oldu. özet geçmeyince gelmiyorlar.

    özet: liseli savmak için özet geçmeyin
    ···
   tümünü göster