0
ben bütün kızmaları ve nasihatleri gözönüne alarak durumu bizimkilere anlattım. beklenen ve bilinen şeyler oldu malum. peder sınava gireceğimi söyledi. 2 dersten sınava girmek için sınav tarihi düştük ankara yollarına. sınava girdik çok da iyi geçti hatta süper diyebilirim. dedim tamam olm bu sefer de yırttın. ama beklenen öyle olmadı. sene içinde son sınavı c+ olmasına rağmen ve gel gör ki bu son sınavın tıpa tıp aynısını yapmasına rağmen notum f idi. böyle olması imkansızdı. (diğer dersten geçmişdim.) kağıdımı görmek için dilekçe yazdım. daha sonra bölüm dekanı ile görüşmek istedim. aynı zamanda bölüm dekanı ingiliz tarihi dersine geliyordu. en azından bir göz aşinalığı vardır diye düşündüm. nitekim görüştüm dekanla. beyler dikkat burası işte hayatımın dıbına koyma sahnesi: dekan bana ne oldu dedi bende sınavla ilgili durumu anlattım. olmaz öyle şey dedi. ve bana sınav kağıdımı gösterdi. beyler size yemin ediyorum daha önceleri toplamda 6 defa sınavına girdiğim hocanın kağıdı kırmızı kalemle yazılarla dolu olur belki bizden fazla yazardı kağıdın üstüne ama şimdiki kağıdın üstünde sadece benim yazdıklarım vardı. belli ki kağıdım ya okunmamış ya da öylesine bakılmıştı. hocam bu kağıt okunmamış dedim. sen ne demek istiyorsun dedi dekan. sen dedi, dismis ögrencisin dimi dedi evet dedim. ve ben bu tür ögrencileri hiç sevmem dedi ayrıca dedi senin kaç hakkın var sınav için dedi 3 daha var dedim, o zaman dedi ben seni ilk hakkında niye geçireyim dedi, nasıl yani dedim olurmu ama böyle dedim burda böyle dedi. yapabileceğim tek şeyi yaptım kapıyı vurdum çıktım memlekete döndüm. kısa bir depresyondan sonra hayata alışmaya çalıştım. bu olayıda bir anı olarak kabul ettim. sonraları duydum ki yeni sene başladığında evinde kaldığımız ezginin istanbullu erkek arkadaşı madde bağımlısıymış ankaraya gelmiş bizimkide ordaymış meğer adam takip ediliyormuş sene başı daha evi basmış polisler herkesi yakalammışlar. atılmayıp geri dönseydim bende o evde olacaktım... THE END