1. 1751.
    0
    uyandığımda, hatice ve ceylin mesaj atmıştı. hatice salağı tam olarak evin adresini istiyordu. 2 sene önce sınıftakilerle birlikte bize iftara gelmiş, lise sonda ise birkaç defa benden tarih dersi almak için evimizin kapısını aşındırmıştı (tarihim çok iyidir). haticeye mesaj attım;

    +eve kadar gelmene gerek yok, okulun önünde buluşabiliriz

    -bu durumda bile sanki bana iyilik yapıyormuş gibi davranıyorsun!

    +uzatma

    ceylin ise;

    +ya ne giyceğime bir türlü karar veremedim, daha kuaföre gidecem :/

    diyordu. ceylin'e;

    +saçının, üstünün nasıl olduğu o kadar önemli değil. sen yanımda olduğun müddetçe her şey gözüme en kusursuz haliyle gözüküyor uyuyup kalmışım mesajını şimdi görüyorum canım

    dedim ve hatice huursundan parayı almak üzere okulun önüne gittim. hatice huursu benden önce gelmişti. oldukça gergin olduğunu uzaktan sezmiştim. bana olan bakışlarında korkuyla karışık bir nefret vardı. herhalde bağırıp-çağırmamı, terslememi bekliyordu. işi binliğe vurdum (böyle davrandığımda hatice'nin daha çok sinirleneceğini biliyordum)

    +o geceden sonra her gün seni görmenin umuduyla yaşadım hatice, en sonunda karşımdasın

    -sen ne kadar rezilsin yaa, birde kendince dalga geçiyorsun benimle

    +olmuyor ama hatice, birkaç gün önce nasıl kibar konuşuyordun benimle, nasıl güzel öpüyordun. bir hoş geldin öpücüğü yok mu

    hatice tam elini kaldırıyordu ki sakın diye bağırmamla iki adım geriye çekildi. birden gözleri doldu ve hıçkırarak ağlamaya başladı. muhtemelen sinir boşalması yaşıyordu. bana karşı güçlü görünmek istediği için kısa sürede toparlandı; çantasından parayı çıkardı ve bana teslim etti. ben parayı sayarken;

    +bu parayı bu kadar kısa sürede toparlayabilmek için küpelerimi sattım, sınıftaki kızlardan borç aldım. allah belanı versin senin

    -bela okuma hatice. bütün bunları beni tuzağa düşürmeden önce düşünmen lazımdı. ayçın'dan isteseydin para

    +istedim, metehan'a para yollucam acil borç lazım dedim sadece banane diye cevap attı

    -çünkü sadece korkaklar insanlara acır. sen bu acınacak haline kendi isteğinle düştün ve şimdi bu durumun bedelini kendin ödüyorsun. gördün mü, kankinin sana attığı kazığı. ayçın istese o parayı 2 saatte bulurdu ama sana açıklama yapmaya tenezzül bile etmedi

    +ikinizde aynı taksunuz biriniz dişi şaytan, diğeriniz erkek şeytan

    -iltifatların için teşekkür ederim, aferin parayı tamamlamışsın

    +hadi git benden kırptığın bu parayı git ceylinciğin'le ye-iç-sıç-zıbarana kadar ye

    -bugün benim doğum günüm ve bu senden gelen bu parayla pavyona gideceğim

    aslında hatice doğruyu söylüyordu.bu para bu akşam ki harcamalarımda çok işimi görecekti. biraz bozulmuştum, ama haticeyle eğlenmeye devam ediyordum.

    +sana ne söylesem boş metehan

    -bu durumda bile bana olan nefretini kusmaktan vazgeçemiyorsun hatice. şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle; sende kuş kadar beyin olmadığını bir kez daha anladım. parayı getir deyince, hemen getirdin. benle bir antlaşma bile yapmadın. ya 2 gün sonra senden yine para isteseydim ve bunun devamı sürekli gelseydi en sonunda bana para yetiştiremeyince seninle yatmak isteseydim? hiç yüzünü buruşturma, altıma girerdin bunu ikimizde biliyoruz. işte sen bunları düşünemeyecek kadar aptalsın. ikinci olarak benim kimsenin parasına ihtiyacım yok. umarım bu yaşananlardan bir ders çıkartmışsındır. çünkü insan bazen üzerine gelen şerden öyle dersler çıkartır ki bir ömür boyu o dersin faydasını görür.

    hatice'den aldığım paraları hatice'nin cebine sıkıştırdıktan sonra konuşmama devam ettim.

    +bu parayı sana acıdığım için geri vermiyorum. çünkü ben ayçın'dan kat kat acımasızım. sana karşı içimde en ufak bir acıma yok. ben buraya seni aşağılamak için çağırdım. ben bu parayı alıp bugün harcasam bunun acısı sana en fazla bir hafta koyar, arkamdan söver sonrau unuturdun. çünkü maddi şeylerin boşluğu doldurulabilir ama manevi acıların boşluğu asla doldurulamazç benim sana bugün yaptığımı sen ömrün boyunca unutamayacaksın. hatırladıkça kahrolacaksın. seni altımda inletsem bile aşağılamış olamazdım çünkü o sırada zevk alacaktın. ama bugün yerin dibine girdin. muhtemelen bir daha görüşemeyeceğiz ve sen yıllar sonra bile benim adımı duydukça hırsından köpüreceksin. bir daha görüşmemek dileğiyle

    dedim ve hatice'ye son bir kez bakıp yüzüme ekşiktikten sonra yere kasdi bir şekilde ses çıkartarak tükürdüm. hatice olduğu yerde çivilenmiş gibiydi. kendini sıkıyor, ancak gözyaşlarına mani olamıyordu.

    adeta orgazm olmuş gibiydim. okulun önünden uzaklaştıkça daha çok özgürleşiyordum. hatice'ye parayı geri verme fikri birden aklıma gelmiş ve tereddüt etmemiştim.

    çünkü, ben ceylin'i, hatice'nin ağzına düşürecek birisi değildim. hatice imalı bir şekilde konuşmuştu. bu huurdan gelecek parayla, en kral mekanda yemek yiyeceğime, kendi paramla salaş bir yerde yemek yer, sevdiğim insana laf getirtmezdim. insan sevdiği kişi için en iyisini ister lakin en iyisini veremiyorsa bu seven kişinin günahı olamaz. önemli olan niyettir. ne ben ceylin'den, ne ceylin benden maddiyat bekliyordu. birbirimizin yanında olmak bize yetiyordu. bu masum sevgiyi 3-5 zavallının diline düşürtecek birisi değildim. ''varsın hatice'nin parası bizden ırak olsun, sevdiceğimle ben birbirimize yeteriz'' diye düşündüm.

    ve bir sigara yaktım..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster