1. 151.
    +1
    sabah oldugunda, esyalarimizi toparladik. yola cikmadan once avciya da bizimle gelmesini teklif ettik, ama o dogup buyudugu topraklari birakamayacagini soyledi ve orada kaldi. camliklarin arasindaki dar, los patikalara daldik. kasim abi, bir turku mirildaniyordu, ben de neden o koye gitmek istedigimi dusunuyordum. belki herkes hastalikliydi, veya askerler kamp kurmustu, geleni gideni infaz ediyordu. bunlarin hicbirini o koye varmadan bilemezdik. dusunceli bir sekilde, kasim abinin arkasinda ilerlerken, soguk bir el omzumu kavrayip beni kendine dogru cekti. bu bir aylakti, arkasinda da iki aylak daha duruyordu. sag elimi, cenesinin altina koyup, var gucumle yukari dogru iterken, belimde takili olan tabancami kavrayabildim. aylak beni cok gibi bir sekilde tuttugu icin, karnina ates edebilmistim. aylak karnina yedigi merminin etkisi ile bir metre kadar geriye gitti, ben de firsattan ifade edip, tabancami kafasina dogrultup, tek el ates ettim. ben bogusurken, kasim abi diger iki aylagi elinde hazir bulundurdugu av tufegi ile haklamisti bile. dalginligim yuzunden, beni ve kasim abiyi ciddi bir tehlikeye atmistim. aylaklarin dolu oldugu bir dunyada, her zaman uyanik ve hazir olmak gerekiyor. bu olayin sokunu atlatip yolumuza devam ederken, basindan vurulmus baska aylaklarinc esetleri ile de karsilastik. bizim ilerledigimiz yolda, bizden de daha fazla mesafe katetmis biri vardi. neden bilmiyorum ama o da koye gidiyordu, yolumuzda ilerlerken hep onun yaktigi kamp atesi, aylak lesleri ve bos konserve kutularina rastliyorduk. en azindna hala hayattaydi ve ilerlemeye devam ediyordu. kimbilir, belki de koye vardigimizda, onunla tanisma firsati bulabilirdik. hava kararmaya basladiginda, yuksekce bir kayaya tirmanip, cadirimizi kurduk. uzakta gorunen koyun igiblarina bakarak, uykuya daldim. kasim abi hala uyanikti, ilk nobet onundu, bir kac saat sonra tekrar uyanip, nobeti ben devralacaktim. bulundugumuz yer hic guvenli degildi, ama su an baska yer arayacak kadar vaktimiz yoktu.
    ···
   tümünü göster