1. 151.
    0
    bu aksam iyi bir uyku cekip, yarin sabah uzaktaki koye dogru yol almak istiyorduk. bu bag evinde daha fazla kalmamiz, hepimiz icin riskli olacakti. askerler hala bosaltilmis koylerde duzenli olarak devriye geziyor, karsilastiklari sivilleri yanlarina alip kamplara goturuyor, issirilmislarsa oracikta infaz ediyorlardi. sominedeki atesi seyrederken uykuya dalmistik ki, avcinin bahceye kurdugu zillerin sangirtisiyla uyandik. bu bir aylak olabilirdi, belki de kopeklerin havlamasi onlardan birini buraya kadar cekmisti. kapiya yoneldigimde, avcinin coktan elinde tufekle disariya cikmis oldugunu gordum. arkasindan gittigimde, dolunay ortaligi gunduz gibi aydinlatiyordu. sesin geldigi tarafta once bir el ates sesi duyuldu, ardindan avcinin feryatlari. kosarak yanina gittigimde, yerde yatan aylaga sarilmis, "neriman, nerimaan" diyerek agliyordu. hep karisinin birgun geri donecegine inaniyordu, oyle de olmustu ama ne yazik ki, karisi olarak degil, bambaska bir yaratik olarak geri donmustu. yerde uzanmis kadinin cesedine kapanip aglayan avciya aciyarak baktim. sevmek insani ne kadar aciz yapabiliyor. avcinin bu son veda anini yasamasini beklerken, uc metre uzagina comelip bir sigara yaktim. ne kadar tehlikeli oldugunu soylesem de, evin yirmi metre kadar assagisina inip, birbucuk metre derinliginde bir mezar kazdik. saganak yagmur ve geceyi ara ara aydinlatan simsekler esliginde, avcinin karisini topraga verip tekrar eve donduk. ates sesinin baska aylaklari da cekecegini hesaba katarak, kasim abi gece boyunca nobetlese uyumaya karar verdik. avci donuk gozlerle somineye bakiyordu, kimbilir su an ne kadar yalniz hissediyordu kendisini.
    ···
   tümünü göster