1. 126.
    0
    tepenin diger yamaci obur taraf kadar rampa degildi, assgi inmemiz anca yarim saat almisti. yamacin tam bittigi yerde bir dere vardi, inmek icin takip ettigimiz patika, bu derenin uzerindeki kucuk bir kopruye baglaniyordu. koprunun ayaklari, derenin surukledigi cesetlerle ve organ parcalari ile tikanmisti. agaclarin yogunlugundan dolayi gunisigi buraya kadar ulasamiyordu, los ve nemli bir ortamdi. koprunun kalaslari eskiydi ve gicirdiyordu, sessiz adimlarla karsiya gecmek isterken, dere sularinin arasindan bir aylak firlayiverdi. taslara ve sazliklara tutunarak, karaya cikmaya calisiyordu. yetmis yaslarindaydi, beyaz sakalli, takkeli, altinda salvar, ustunde de beyaz gomlek ve yelek vardi. derisi suyun altinda kaldigi icin burus burustu, alt ve ust dudaklari yanaklarina kadar parcalanmis, disleri gorunuyordu. aylagi gorunce telaslandik, bu sirada, kasim abinin bastigi kalas catirdayarak kirildi, sol bacagi beline kadar kirilan kalasin bosluguna girdi. ayak bilegi suyun icindeydi, ben de var gucumle onu cekmeye calisiyordum. bu sahneyi goren aylak, bir anda sulari yara yara kopruye dogru kosmaya basladi. caresiz bi durumdaydik, sirt cantalarimiz kursun gibi agirdi, o yuzden kasim abiyi birakamiyordum, aylak ise koprunun altina dogru ilerliyordu. o anda bir el ates sesi duyuldu, cevredeki butun kuslar havalanirken, ihtiyar aylak derenin kirli sularina gomuldu. tufek sesinin geldigi yone baktigimizda, kirk yaslarinda bir avcinin bize eliyle buraya gelin isareti yaptigini gorduk. kirilan kalasin bazi parcalari kasim abinin ayak bilegine saplanmisti, ilgilenmek gerekiyordu, yorgunduk, acikmistik, kisacasi hicbir daveti reddedecek durumda degildik.
    ···
   tümünü göster