1. 76.
    0
    they live (1988): john carpenter reyizin resmen masonları ifşa ettiği film. olay şöyle ki bir arkadaş bi yere çalışmak için başvurur. kaslı maslı bi adam bu. sonra iş yeri civarındaki bir kilisede bir takım gizli işler döndüğünü farkeder ve kendince olayı çözmeye çalışır. bulduğu bir gözlük dünyada neler döndüğünü ve dünyayı aslında kimlerin yönettiğini görmesini sağlar. sonra ifşaların, imaların ardı arkası kesilmez.

    the ward (2010): aha yine bir carpenter reyiz filmi. yenilerinden. bir abla (amber heard) bi kliniğe kapatılmıştır. kızın başına mistik bir takım olaylar geldiğini söylemesini doktorlar delilik belirtileri olarak yorumlar ve hücreye çat diye kapatırlar hatunu. kız öcülerle cebelleşirken aynı klinikteki diğer hastaların bir şeyler gizlediğini farkeder. ve klinikte ne taklar döndüğünü araştırmaya başlar. hasgibtir diyeceğimiz bir finalle de olayı bağlarlar.

    kokuhaku (2010): güzel bir japon gerilim-gizem filmi. bir öğretmenin çoluk çocuğun olduğu bir sınıfta yaptığı konuşma gittikçe şok edici bir hale gelmeye başlar. öğretmenin kızı faili meçhul bir cinayete kurban gitmiştir. ama zeki öğretmen hanım olayı çözmeyi başarmıştır. sınıfta yaptığı konuşma bir intikamın sinyalleridir. hem de ne intikam var ya. öyle böyle değil lan. filmin sıradanın çok dışında bir akışı var. izlerseniz anlarsınız demek istediğimi.

    an american werewof in london (1981): bir kurtadam filmi. ama kurt adam dedim diye hemen çocuksu bi korku filmi sanmayın. çok güzel bir mizah anlayışıyla harmanlanmış özgün bir hikayesi var. hiç sıkmıyor film. korkudan ziyade absürd komedi desek daha doğru olabilir. bir dönüşüm sahnesi var ki. aman diyim. o zamanın teknolojisiyle şimdi bile bu kadar etkili olamayacak kadar iyi çekmişler.
    ···
   tümünü göster