1. 101.
    0
    askerlerin kaldigi bolumleri arayip, isimize yarayacak herseyi alarak yola ciktik. silahin sesi baska aylaklari da harekete gecirmis olabilirdi, burada kendimizi guvende hissetmiyorduk. aldigimiz malzemeleri sirt cantalarina doldurup, silahlari kusandik, kampa indigimiz yamactan yukariya dogru tirmanmaya basladik. sapa yerlerin daha guvenli olacagini dusunuyorduk, amacimiz tepenin arka tarafina ulasip, kendimize geceleyebilecegimiz guvenli bir yer bulmakti. yaklagib kirkbes dakika boyunca camliklarda tirmandiktan sonra, bir sure soluklanabilecegimiz bir duzluge geldik. duzlugun hemen arkasinda tepenin obur cephesine inen bir yamac basliyordu, gunlerdir ceset kokusu soluyan cigerlerimizi temiz havayla doldurup cevreyi izliyorduk. buranin guvenli oldugunu dusunuyorduk ki az ilerden gelen inlemelerle irkildik. duzlugun sonuna kosarak, diger yamactan assagiya dogru baktik. otuz metre kadar assagimizda, kayalarin arasinda bir ucak ambulansinin enkazi duruyordu. ne zamandan beri orada olduklarini kestirmek zordu ama muhtemelen ucagin icinde hastaneye goturdukleri aylagin saldirisina ugrayip, buraya cakilmislardi. onlari bulundugumuz yerden kus gibi avlayabilirdik, kayaliklar cok dikti, aylaklar kollarini kaldirmis, gozlerini bize dikmis caresizce inliyorlardi. bulundugumuz yerden onlari kus gibi avlayabilirdik. silahin gurultusunun diger aylaklari cekmesinden cekindigimiz icin, onlari assagi yuvarladigimiz kayalarla haklamaya calistik. assagida toplam dort aylak bulunuyordu, iki hemsire, bir kabin gorevlisi, bir de pilot. diger kabin gorevlisi, hasta ve diger pilot carpmanin etkisi ile parcalanmislardi. yuvarladigimiz kayalar aylaklardan sadece ikisini haklamisti ki, kasim abi savurdugu kayayi elinden gec biraktigi icin dengesini kaybedip assagi dogru kaymaya basladi. bacaklarini iki yana acarak, sag kalan aylaklarin bir metre kadar yukarisindaki buyukce bir kayaya tutunmayi basardi. fazla vakti yoktu ve gucu tukeniyordu, baska sansim yoktu, ona yardim etmeliydim. oldugum yerden tufegimi aylaklara dogrultup ikisini de hakladim, kayaliklarin daha da az egimli olan tarafindan kasim abinin yanina indim. "kasim abi, silah sesi diger aylaklari da buraya cekebilir, yola devam etmeliyiz" dedim. sirtimizdaki malzeme cantasi giderek agirlasiyordu, yorgunluktan bedenimin her yerine igneler batiyordu. ilerideki koyun igiblarini hayal meyal gorebiliyorduk, guvenli bir yer bulma umuduyla oraya dogru yoneldik.
    ···
   tümünü göster