-
8776.
-2atakan'a iyice yaklaştı yüzüne karşı bağırdı birden, kapıda mı dedi, atakan eğdi boynunu ağlıyordu, sanki çok üzgündü, hoca bağırmaya devam etti, atakan hala ağlıyordu susmadan, sonra hoca atakan'ı omuzlarından tutup sarstı, bağırıyordu hoca, 'eyne' dedi, nerede o, atakan artık yere dizlerinin üzerine çömelmiş hıckıra hıckıra aglıyordu, hoca bıraktı onu kapıya yöneldi, atakan hocanın koluna yapıştı 'ene' yani ben dedi, hoca gözlerine baktı atakan'ın, 'eyne beytüke' dedi, nerden geldin diyordu, ağlayan üzülen atakan, birden sırıtmaya başladı, gülüyordu hocaya bakıp boynunu tuhaf tuhaf sallıyordu, hoca git buradan şerli dedi, sesli şekilde gülüyordu artık atakan gitmiyordu sadece gülüyordu zevk alıyordu sanki bu durumdan, hoca bana baktı, tut kollarını şunun dedi, hemen tuttum kollarını, hoca ağzını açtı bir eliyle çenesini aşağı doğru çekiyor, diğer elinin baş parmağını alnına bastırıyordu, birşeyler okumaya başladı, gülmesi durdu atakan'ın, hoca 'eyne beytüke' dedi tekrardan, atakan gözlerine nefretle baktı hocanın, sonra bağırdı yüzüne karşı 'nabat' dedi, o anki görüntüyü hiç unutamam, hoca alnına daha sıkı bastırıyor, konuşmasını engellemek için çenesini iyice sıkı tutuyordu artık, birden atakan'ın alnında siyah sanki kül gibi ke-fe-re yazısı çıktı, gözlerim faltaşı gibi açıldı sadece izliyordum, hoca git dedi tekrardan bana, kapıyı aç dedi, koşup açtım kapıyı, atakan kapıdan hışımla çıktı, kendisi çıkmıştı bu sefer gecenin karanlığında, hoca kan ter içinde kalmıştı, tuttum kolundan oturun hocam dedim, oturdu köşesine, betim benzim atmıştı benim zaten hiçbirşey anlamadım kitabı veren adamla aynı yazı çıkmıştı çünkü, hocaya bakıyordum ayakta dikilip, otur oğlum anlatacağım dedi
başlık yok! burası bom boş!