1. 1.
    +1
    şimdi belki bi çoğunuz kız babasıdır. çocuklarınız olmuştur. ondan önce de sevilmişsinizdir çokça. nefret etmişsinizdir. sevmişsinizdir. ne bileyim çok güzel ortamlarınız olmuştur. ilk kez kızlarla ortaokulda tanışmışsınızdır. sonra lisede cinsel deneyimlerinizi geliştirmişsinizdir. bi dolu sırdaşınız olmuş, aşk hakkında ciddi anlamda deneyim kazanmışınızdır. hiç olunmayacak kadar çok kızla birlikte olmuşsunuzdur. her ortamda sizin gözünüzün içine bakılmıştır. sizin sözünüz geçer sayılmıştır. insanlar sizin onayınıza göre şekil vermiştir kendisine. sonra üniversiteye geçince çıkar ilişkilerini iyi kullanmışsınızdır. orada da iyi bi çevre yapıp tüm nimetlerden faydanlanmışsınızdır ve birey olmayı başarmışsınızdır. kayıpsız geçmiştir yıllar. ya da herşeyin telafisi mümkün nitelikte hatalarınız olmuştur anca. sonunda da birini bulup evlenmişsinizdir. karınız iş sahibi, siz iş sahibisinizdir şimdi. çok büyük paralar alıyosunuzdur ve tüm güzellikler yanınızdadır. dünya tatlısı çocuklarınız olmuştur...

    ben sizin yaşıtınızım. ergenlik dönemimde, kadınlarla ilgili 31'den öte fikrim olmadı. siz ortaokulda kızlarla takılırken, ben sizlere bakıp, yaşıtım olmanıza rağmen, abi abla diyecek kadar aşağı küçük bulurdum kendimi. herkes beni önce ezerdi bi güzel, sonra çok zayıf olduğum anlaşılınca da korumaya alır, dalgalarını geçerlerdi. ortaokuldan kurtulmak istemişimdir. çünkü öyle bi rezaletin farkın olanların yanında yeniden varolabileceğimi düşünemezdim. ne de olsa o yaşın saflığıyla, ömür sonsuz mantığıyla sıyrılıp atlattım o yılları. içimde bi umut ve korku.

    siz lisedeyken ben ilk kez aşık olmuşum, çünkü siz olgunlaşmaya başlamışınız ve insanları adam yerine koyma konusunda biraz daha yol katettiğiniz için, beni de insan yerine koyuyosunuz. ben de ondan arka alıp, eli yüzü düzgün insanların arasında, ortaokulda sizlerden görüp, birebir ezberlediğim şeyleri, sırf siz güzel buldunuz diye vaktinde, güzeldir niyetine aynen tekrarlayarak yer edinmişim. işte eldeki malzeme bitene kadar da bi kadın bana ilgi göstermiş. ben de işte malca ona aşık olmuşum. çünkü 331ci abazanın tekiyim. sonra az biraz arkadaşım olmuş ama, işte kimse benimle sırrını paylaşmamış. benim ne mal olduğum, sümüklü salağın teki olduğum anlaşılmış. görgüsüz, cahil ama okumuş sığırın teki olduğum ortaya çıkınca da insanlar tiksintiyle uzaklaşmış etrafımdan. iyi niyetim kabul görmüş, koca adam sayılmışız belki de lisedeki kardeşlik havasıyla kimse beni dışlamamış ama, seviyolar ama bişey de söylemiyolar bana işte. beni çağırmıyolar hiç bi yere. bana dert, sır anlatmıyolar. ciddiye almıyolar. ben de onlara şebeklik yapıyorum. çünkü komik bulmuşşlar vaktinde beni ve bu da benim hoşuma gitmiş. onlar güldükçe ben başka bi kızı sevmeye başlamışım yine tek taraflı ve o kıza yaklaştığımı düşünüyom hep. tabi hayaller de kuruyom da, kimse benim aşk yaşayabileceğime, birinin benimle birlikte olmak isteyeceğine ihtimal dahi vermiyo. ben öyle kendimce çocuk gibi eğlenip okulda, herkesin şebeği konumunda, evime de gelincei yalnız kalınca, güzel düşler kuruyodum, hep sevgilime kavuştuğum rüyalar görüyodum.

    ağzım laf yapmaz benim. güzel cümleler üretemem. ne olsun. öyle el ele, kol kola sarmaş dolaş şeyler düşünüyodum işte. olmadı. olamazdı da. üniversiteye gelince, kazandığım bölümün iyi olmasının verdiği cesaretle ve ders almış olmakla bazı şeylerden yine bi atılganlık gösterdim ama, zaman ilerliyodu, siz daha fazla gelişmiştiniz. daha ileriydiniz benden. ben kendimi bi tak oldum sanarken, siz evet öyle diyerek dalgaya aldınız yıllarca beni. tabi üniversite bitane yakın da yine tüm mezuniyetlerim gibi tekmeyi bastınız bana ve acı gerçekleri kavradım.

    şimdi ise dengesizce hareket eden biriyim. dışarda memur gibi yaşıyorum. belli kalıpların dışında cümle üretemiyorum. azıcık kendimi aşmaya kalkınca rezil oluyorum. bozuntuya da veremiyorum. ama yaş ilerledikçe her hatamda kaybım büyüyo. kaçacak yerim de giderek azalıyo. daralıyorum. artık insaniyeti iyice ilerletiyorum. o çocuk iyi niyetli ama ağzı iyi laf yapmıyo ayağı, kendince mazeretleri vardır ayağı, her şeyi görmezden gelenve kendince üerini örtüp başka manalar yükleyen biri oluveriyorum. her gün insanlarla en fazla iki üç kelime konuşup, işimi gücümü hallettikten sonra, yatağıma giriyorum ve üniversitede sevip, evlenmeyi düşündüğüm ama başkasına kaptırdığım kadının hayaliyle avunuyorum. o hayali kurmak için kasmasam yaşadığımı, robottan farkım olmadığını anlayamayacam. zaman çok hızlı, işler güçlerden kafamızı kaldırıp da vakit ayıramıyoruz artık hiç bi yaşanmamışlık duygusunu tatmaya. eğer kendime öyle baskı yapmasam, gece rüyamda, aşık olup evlenmeyi, çoluk çocuğa karışmayı düşündüğüm kadını göremem. böylece de ağlayamam. oysa ki, hiç yaşamadığım şeyleri yaşayacaktım ve kaybolan yılların üzerine bi olsun boşver çekecektim. ben öyle içlice yaşyacak bi tip değilim. hani televizyonlarda olur ya, bi sevdiğini kaybeder de onunla ilgili bi haber alınca, müthiş bi sevgi ve özlemle, hafif bi tebessümle gözleri dolup ağlar insanlar; işte ben hep öyle bi mimiğe sahip olmak istemişimdir. o duyguya kapılacak kadra çok sevmek. ama işte rolünü dahi bir ömür boyu beceremeyecek kadar isnirlerim körelmiş. donuk bakışlardan ve nefretten başka bişey saçamıyorum ben etrafıma. nefretim de nazımla oynayan aileme yetiyo ancak. onun dışında sahte sırıtışlar ve birilerini hayata kazandırma çabasından başka bişey yok. intihar vaktim yine yaklaşırken ben herşeyden kurtulduğumu düşünüp, öyle yalnız ölecem. yalnız ölmeyi haketmemek için yaşadım yıllarca ama yine de yalnız ölecem.

    özet: güce ve paraya tapanlar yalnız ölürler derler ya hani...
    ···
   tümünü göster