1. 76.
    0
    @68 sadece şu linki veriyorum:

    http://besedebiyat.blogsp...lisesi-uzerinden.html?m=1

    bunu oku. sadece oku. ama tamdıbını oku.

    ayrıca kendi yorumum:

    galatasaray lisesi devletin eğitim kurumudur. bahsedilen konferans salonu açma olayları olayları devletin yani milli eğitim bakanının izni olmadan yapılamaz. zaten konferansa izin veren ve konferans verilmesi için galatasaray lisesini seçen devletin adamı damat ferit paşadır.

    bu ve bu gibilerin yaptığı galatasaray lisesinde okuyan ve bu olaylara uzaktan yakından karışmamış kimseyi karalayamaz. yani bu olay galatasaray camiasına yüklenemez. o olanlardan galatasaray camiası sorumlu tutulamaz.

    verdiğim linki oku yazan kişi çok iyi açıklamış olayları.

    ayrıca şuna bir bak:

    Beşiktaş ve Fenerbahçe'deki mektepliler

    8. Kaldı ki sadece Galatasaray Spor Kulübü'nün değil, diğer kulüplerin kuruluş ve büyüme dönemlerinde de Mekteb-i Sultânîliler'in ön planda olduğunun altını iki kere çizmek gerektir.

    Mesela bugün Türkiye'nin en eski spor kulübü olarak kabul edilen Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün (Bereketiko Jimnastik Kulübü) bir numaralı kurucusunun Mekteb-i Sultânî 1894 mezunu Mehmet Şamil (Şhaplı) olması hiç şaşırtıcı değil. (10)

    9. Sadece Beşiktaş'ta değil, Fenerbahçe'de de Mekteb-i Sultânî mensupları önemli görevler üstlendi. Örnek vermek gerekirse bugün Fenerbahçe Spor Kulübü'nün resmi sitesinde "başkan" olarak ilan edilen isimler arasında üç tane Mekteb-i Sultânî mensubu vardır. (11) Bunlar sırasıyla Ömer Faruk Efendi, Ali Naci Karacan ve Hasan Kâmil Sporel. (12) O Hasan Kâmil Sporel ki, Galatasaray'ın futbolcusuyken Fenerbahçe'nin kuruluşunde yer almış, hatta Fenerbahçe formasıyla Galatasaray'a karşı ilk gol atma onuruna da ulaşmış bir mekteplidir.

    Hatta bir adım ileri giderek şunu diyelim. Türkiye'nin ilk futbol kulübü kabul edilen Black Stockings FC (Siyah Çoraplılar) kuruluşunda da Mekteb-i Sultânî mensupları vardı. Altınordu Kulübü'nün kuruluşunda da, Bakırköy idman Yurdu'nun da. (13)

    10. Yani görüldüğü gibi, haksız yere "vatan haini" saftasıyla töhmet altında bırakılan Mekteb-i Sultânî, sadece Galatasaray Spor Kulübü'nün değil, bir kısmı bugün de devam eden birçok spor kulübünün bir anlamda doğumhanesi oldu.

    şimdi galatasaray lisesini kullanarak yapılanlardan bu adamlar sorumlu mu? bu adamlar sorumlu ise beşiktaş ve fenerbahçe camiaları da bu yüzden lekelenir mi?

    ayrıca önümüzde doktor nazım gibi bir örnek var. bundan bütün fenerbahçelileri mi sorumlu tutalım?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster