sevgilimle nasıl başladık anlatıyorum

geri döndüğümde kapının önünde zili çalıyordu. Onu gördüğümde
kaslarımın sertleşmesinden yüzümde aptal bir gülücük olduğunun
farkındaydım. Arkasından yaklaştım sessizce. Beline sarıldım,
boynundan öptüm, arkasından sarılıp bi müddet bekledim
o da belinde ki ellerimin üstüne ellerini koymuştu “seni seviyorum”
diye fısıldadım kulağına. Yanaklarında ki sıcaklığı bile özlemiştim.
geri çıkıp önünü döndü bana. Ellerini yüzüme koydu. Bir müddet bakıştıktan sonra
sarılmak için atağa kalktı. Gönlümün defansını ona boş bıraktığım için
atak gole cevrildi. Sarıldık bir müddet. Ağlamaya başladı omzumda
hıçkırıklarını duyabiliyodum. Kafasını sağ omzuma gömmüştü.
saçlarını okşayıp “geçti, artık benimlesin” demek istesemde o anı bozmamak
adına hiçbir kelime etmedim
- artık içeri girelim dedi
kapıyı açtım içeri girdik. Neden diye sorup ürkütmek istemedim en baştan
gidiceğinden korkuyordum tekrar. Gidiyordu çünkü durmadan amk
zaten evi havalandırıyordum iki gündür pis bi koku olma ihtimali yoktu
oturdu. Televizyonu açtı. Yüzüme bakmadı televizyonu açana dek
bana döndüğünde ben karşı koltuktaydım. Yine de kendime hakim
Olamayıp “neden” diye sordum.
- ne neden? Dedi
- neden gittin? Madem aşık olduysan neden geldin? Neden o maili attın?
neden hiç bişey söylemedin, neden beni yalnız bıraktın? Neden sağa sola haber bırakmadın
senden duymasam bile başkasından duysaydım gittiğini dedim.
- özür dilerim dedi.
özür dilemekle olmuyordu. Kalbim onca gibişin ardından, illa bir açıklama istiyordu
- özür dileme derya. Bişeyler anlat bana. Dedim
ayağa kalktı. Gidicek diye korktum amk. Ellerinden tuttum.
- ben tekrar gitmenden çok korkuyorum. Dedim
bişey demeden gözlerime baktı. Gözlerinde bir şeyler ekgibdi.
sanki baktığım eski derya değildi. Sanki her şeyi burada bırakmıştı.
buraya geldiğinde de almamıştı duygularını yanına.
- gidicek misin dedim kafamı öne eğerek.