1. 776.
    0
    Türkiye’de 81 il,istanbul’da 39 ilçe, bu ilçelerde sayısız sokak vardı.
    Deryayı bulmak hiç kolay değildi anlıycağınız. istanbulda olup olmadığını dahi bilmiyordum.
    Bunu düşündükden sonra deryayı bulabilir miyim? Onu da bilmiyordum.
    gönlümün içinde depremler oluryordu arka arkaya. Enkazdan farkım yoktu.
    selçuğun yanına indiğimde yavaşça olduğum yere çöktüm.
    - ne oldu? Diye sordu selcuk. Cevaplamadım.
    bi müddet bekledikten söyle “söylesene amk” dedi.
    - gitmiş.. diye bildim sadece kısık bir sesle.
    -nereye gitmiş olum? Dedi.
    -taşınmış işte amk. Dedim
    konuşmadı. Sustu, yanıma oturdu. Sigarasını yaktı bana uzattı.
    - gitsem mi be? Bende terk etsem mi bu şehri? Kim fark eder ki yokluğumu, arkamdan, onu benim gibi bekliyen, onu benim gibi özliycek kimsem yokken, gitsem mi? Başka bedenlerde mi bıraksam bundan sonra parmak izimi? Başka yataklarda mı beklesem ölümü? Napsam? Dedim.
    - bence bi deryaya mesaj at önce dedi.
    yuh amk. Onca edebiyat yaptım biraz eşlik etseydin bari
    hiç bişey demeden telefonu çıkardım önce mesaj atsam mı diye düşünüp,
    anında cevap alamam diye aradım. Ama sonuç farksızdı. Yine cevap alamadım.
    telefon kapalıydı. Şarjı bitmiştir, geri döner o onca yaşanmışlığın hatrına diye avuttum kendimi
    ve bir mesaj gönderdim “yüzünü bir kez daha göreyim, ömür boyu çıkmam karşına”
    diye bir mesaj çekip gönderdim. Beklemek gerekiyordu bundan sonra.
    onun bana geri dönmesini beklemek gerekiyordu. “Ne kadar büyük hayal kurarsan,
    depremin şiddeti o kadar büyük olur” diyen şair, ne kadar haklıymış oysa..
    tilbeyi bulup gibe gibe deryanın nerde olduğunu öğrenebilirdim
    polise gidip kalbimi gizlice aşırdıkdan sonra kayıplara karıştığını söyleyip
    onu bulduklarında, şikayetçi olmadığı söyliyebilirdim.
    en azından onu son kez görme fırsatı yakalardım. Böyle düşünceler ardı arkası
    kesilmeksizin beynime hücum ediyordu. Enese gitmek geçti bir an içimden.
    ne tilbeye, ne en yakın kız arkadaşlarına gidip konuşma fikri,
    deryayı bana karşı savunucaklarından ve beni de sevmediklerinden ötürü
    bana deryanın yerini söylemiceklerini bildiğim için sıcak gelmedi bana.
    bu kadar uzun zaman düşündükden sonra selcuk merak etmiş olacak ki
    - ne oldu diye sordu.
    - sende enesin numarası varmı dedim.
    - olucaktı dedi. Telefonunu çıkardı rehbere baktıktan sonra enesin numarasını buldu
    bana verdi. Ne oluyor dedi
    aradım gizli numaradan “nerdesin” dedim. Sen kimsin bilader sorusuna seni gibecek kişi diye
    kızdırıp, adresini aldım. Çıktık apartmandan enesin yolunu tuttuk.
    bidaha aradım otobüsten indikden sonra nerdesin buraya gel dedim.
    bi 10-15 dakika sonra gördüm enesi.
    - sen miydin züt oğlanı dedi
    - bendim dedim
    - ne istiyon dedi
    - derya nereye taşındı biliyor musun? Dedim
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster