1. 51.
    0
    gunler gectikce kamptaki feryatlar yerini umutsuz bir sessizlige ve hastalikli bir bekleyise birakmisti. aglasmalarin yerini bitkin sesler ve tek tuk oksurukler almisti. insanlar olanlari kismen kabullenmis gorunuyordu fakat herkes akibeti hakkinda endiseliydi. gunler gunleri kovaliyordu, muhtemelen zamanimiz da azaliyordu. hava destegi geldikten sonra, dedikleri gibi bir gunde butun sehri yokederlerse, bizi daha fazla yasatmalari icin bir sebep kalmiyordu. hizli dusunup bu lanet olasi kamptan kacmak icin bir plan yapmam gerekiyordu. ben bu dusunceler icinde hizli hizli yururken ayagim birseye takildi. takildigim sey ak sakalli bir ihtiyarin yola boylu boyunca uzattigi bacagiydi. hemen dalgin oldugumu soyleyip ozur diledim. "onemli degil delikanli." dedikten sonra bacaklarini altina topladi. ben yoluma devam edecekken arkamdan, ".. ben tiyatrocuydum" diye seslendi. hikayesini anlatmaya cok hevesli bir hali vardi, belki de kimseyle konusamadan olmekten korkuyordu. dondum "oyle mi?" dedim, sessizce yanina oturdum. hirkasinin ic cebinden cikardigi konyak sisesinin kapagini acip doldurdu ve bana verdi. "bunu ne zorluklarla soktum buraya, sorma. idareli icmemiz lazim, gerisi yok" dedi. bu ikramini geri cevirmedim, elinden kapagi alip bir yudumda ictim. bu garip ihtiyarin hikayelerini dinlemeye gonullu olmustum ve aramizda sessiz bir antlasma imzalanmisti bile.
    ···
   tümünü göster