1. 8726.
    +7
    nasıl ki burçinsiz ilk gecede slow komasına soktuysam kendim dahil herkesi..bu sefer de yordum diye düşünüyorum..

    genelde canlı müzik kafeler iki türdür, birinci türde, grup, solist, çalar söyler..insanlar da öyle onu fon müziği yapıp kendi halinde takılmaya devam eder,

    bu kafeler genelde daha elit klasman (gibi) ve daha yüksek yaş grubuna (orta yaş-emekli civarı) hitap ediyorlar

    ikinci türde ise, o anın asıl olayı, yani gecenin ana teması canlı müziktir..yani, onu dinlemek, ona eşlik etmek için özel olarak gelinir..

    neyse ki biz ikinci türe dahiliz de, öyle dinleyiciyle (müşteri işte lan) bütünleşmede sıkıntı olmuyor..zaten artık alışmışız, gelen tiplerin de yarısı bize özel geliyor, baya baya özel seyircimiz oluştu, allah razı olsun..

    bu sayede çalıyoruz, söylüyoruz..eşlik ediyorlar, el çırpıyoruz, mini halaylar çekiyoruz oturduğumuz yerden..valla diyorum ya, ben dinleyenden daha çok zevk alıyorum söylerken, bir de para veriyorlar bunun için bana..ulan ben vereyim be üste para (:

    molaya yakın http://fizy.com/#s/126s8y ı çaldık, şarkının genelini burçini keserek icra ettim, bir anlamda ona ithaf ettim..keyfi yerine geldi iyice..iyi be..ısıttık galiba yeniden arayı ha..şimdi molada da yanlarına gider üç beş geyik daha yaparım bu gelip gelmeme olayıyla ilgili, iyi iyi..olucak..

    verdik molayı bir 12-13 şarkı sonra..

    ben gene bizimkileri ekip (grup arkadaşlarımı yani) kızların yanına gittim..

    tıpkı tahmin ettiğim gibi, bu konunun geyiği döndü, bunlar "hala kararsısız" filan diyerek hala gıcıklık verme peşindeler, ama çok da sevimliler, kızamıyorsun..

    bir kaç dakikalık daha sohbetin ardından tekrar izin istedim..kalkmadan önce, nerden aklıma geldiyse, şeytan dürttü her halde, birden,

    "kızlar, eğer buradaki eğlence kesmezse gece bir yerlere gidebiliriz? uyar mı size?" diye yumurtlayıverdim...

    bunlar önce şaşkınlık belirtisi gösterdiler, birbirlerine baktılar..çaktırmamaya çalışıyorlar ama ben anladım..çünkü bütün duyu organlarım, reseptörlerim, ebemin amı filan, kitlenmiş durumda bu ana..ben de şaşkınım zaten öyle çat diye, daha iki üç masa muhabbetinden başka bir iletişimimin olmadığı kızları öyle aniden dışarıya davet edince..daha önce benzer bir haltı ayşen2 ye karşı yemiştim ve hatırlarsınız ki pek iyi sonuçlanmamıştı o olaylar serisi..

    bunlar telepati yoluyla yaptıkları müzakereyi bitirmiş olmalılar ki, yine nilay konuştu..kız resmen ikisinin sözcüsü gibi oldu bu gece, zira burçin hanım kendini o kadar ağırdan satıyor ki aq..

    "olabilirr..ama nereye gidicez?"

    "ya..bu saatten sonra barlar açık olur..ama tabi bar ortdıbını sevmiyorsanız da bir şey diyemem.."

    ezdim ;)

    nilay hemen telaşla,

    "yoo canım niye sevmeyelim de.."

    "var bildiğim güzel yerler..ee nasıl diyim, nispeten daha insan gibi eğlenip muhabbet edebileceğimiz, pek fazla sevişme dönmeyen yerler"

    ben böyle direkt olarak akıllarının altındaki şeyi dile getirince bunlar koptular..evet gibicem, gazozunuza ilaç atıcam diye korkuyorsunuz ama, korkmayın yani..bunu demeye getirdim kibarca..

    "tamam.. o zaman..sizin şey bitince tekrar bir konuşuruz.."

    "tamam, konuşalım bizim şeyy bitince :}"

    "öff anla işte be (:"

    "anladım anladım (:"

    geldiğim gibi, aynı gazla sahneye döndüm..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster