1. 576.
    0
    - dönemem tugay. Dedi
    - neden dedim
    - hayatıma yeni birini almaya çalıştım. Alamadım sende yeni birisin artık. Eskisi değilsin. dedi
    - eski benim derya ben. Seni seven benim. Kalbim derya diye çarpan benim. Hiç değişmedim ben. Seni hep sevdim. Seni çok sevdim. Sigarayı bırakmaya çalıştım sırf sen kızıyorsun diye. Çoğu kez sinirlenip kırdım sigaraları balkonda. Ağladım, ağlamaktan beynimin uyuştuğu oldu. Seni öyle gördüm ya. Gönlümü masanın üstüne bıraktım be prensesim.
    gözlerim dolmuştu artık. Ama durmak yoktu, 1 ayı atıcaktım içimden.
    - ben çok sevdim seni tugay. Sen bunu anlıyamadın. Dedi
    - sen canımsın, cananımsın, hayatımsın. Umudumsun. Gerçeğimsin. Biliyorsun beni, ben giderim. Ama sen dur deseydin, sarılsaydın ya bana arkamdan, hiç olmadı bir mesaj atsaydın. Kıyamet kopsa oynamazdım ben yerimden. Dedim
    - tugay diyip ağlamaya başladı o da.
    - ben duygularımı tozlu raflara sakladım. Sen bulmadıkca o rafları çıkarmadım. Seni bekledim, hep senin bi adım atmadı bekledim. Ama sen bi adım atınca, ben beş adım geldim. Sen sarılınca bana ölmem ben. Öldürme beni. Lütfen dedim
    kalktı sarıldı. Beyler yaklaşık 5 dakika boyunca sarıldık. Ağladık.
    birbirimizi kaybetme korkularımızı açığa çıkardık. Sadece birbirimize sarılmıyoduk biz,
    hislerimize, aşkımıza, duygularımıza, göz yaşlarımıza, derdimize, acımıza sarılıyorduk.
    biz Leyla ile mecnun idik, kerem ile aslı, Romeo ile juliet , Ferhat ile şirin idik.
    nasıl göründüğümüz umrumda değildi,
    bakılınca beraber görünüyorduk, yetiyordu bu yükümü hafifletmeye.
    sarılmaların bittiği esnada küçük öpücükler başrol oynuyordu.
    ardından tekrar sarılmalar boy gösteriyordu..
    tanrı nasıl diriye ölüm oluyorsa,
    biz ölüye can olduk..
    ···
   tümünü göster