1. 501.
    0
    “neredesin derya doğru söyle” dedim.
    “evdeyim nerede olucam” dedi
    aradım cep telefonundan. Meşgule attı
    “müsait değilim arama tugay” dedi.
    “bi kez sesini duyim prensesim” dedim
    “olmaz deli sonra” diye mesaj gönderdi.
    cevap atmadım. Yemeklerimizi yemiştik biz çoktan.
    - gel dedim selcuga.
    - nereye dedi.
    - gidiyoruz o amk yerine dedim.
    anlamış olacak ki ses çıkarmadan arkamdan geldi.
    sinirden gözümden yaşlar yere damlamaya başladı.
    ağzım yüzüm ağlamanın etkisiyle yamulmaya başladı istemsizce.
    ses çıkarmadan ağlamaya başladım yolun ortasında.
    büyümenin kazandırdığı bi yetenekti bu aslında,
    ses çıkarmadan ağlıyabiliyordu insan. içinde kıyametler koparken..
    kapıdan içeri girdiğimde, “beni seviyor musun?” diye mesaj attım deryaya.
    yaklaşık 5 dakika sonra “seviyorum sevdiğimmm” yazdı.
    “ölsem üzülür müydün, o çocuk gibi?” dedim.
    “ üzülürüm hatta bende ölürdüm ki” diye cevap verdi.
    “ ölmek istiyor musun peki?” dedim.
    “şu anlık hayır.” Dedi
    “cinayet hoş bişey mi sence” dedim.
    “hayır ne oluyor” dedi
    “beni neden öldürdün o zaman?” dedim. Ağladım.
    Yürüyen merdivenlerin hemen yanındaki banklara çöküp ağladım.
    selcuk da hemen yanıma oturdu. Eliyle sırtıma vurdu kalk gidelim dedi.
    kalktık, merdivenler istemsizce yavaşlamıştı sanki, bende istemsizce geçiyordum katları..
    ···
   tümünü göster