1. 501.
    0
    haziran'ın ilk pazar günü sanırım. ikincisi de olabilir hatırlamıyorum 8'i mi 10'u mu ne okullar kapandıktan sonra işte. bu platini'den yeni bir kaykay alacakmış kendine. nalbantoğlu'nda buluşalım beraber gidelim dedim. geldim nalbantoğluna baktım yok. caminin öteki ucunda bekliyormuş, bana atarlanayazıyordu ki "yalnız bugün çok güzelsin" diyerek tüm sinirlerini yatıştırmanın bana verdiği keyfi anlatamam size. "oh be dıbına koyim" hesabı. gittik aldık dolaşıyoruz falan. bana "sen de yapsana kaykay" falan diyo. yok dıbına koyim yok işte. zamanında freerunning yapıyoduk, eğlenceliydi falan ama ne bileyim yüzüne karşı da "benden geçti artık" diyemiyorum, aramızda kuşak varmış gibi.

    bana diyo ki "skateboard" desem daha çok severdin ama. tribe bak amk, ingilizcenin fonetiği sanki manasının üzerini örtüyormuş gibi. beyler ben bu kıza 9gag capsleri yollardım, çok basit bir ingilizce ile işlenmiş. bana "bin" falan der küfreder, atarlanırdı bayağı. mesela http://ffffunny.com/image...now-better-than-your-city - şu caps yüzünden kapıştık bir kere. bana kiril bir şeyler yazıp, ben sana böyle yapsam hoşuna gider mi? diyor. gayet de hoşuma gidiyordu aslında, evet, yap diyorum. bu sefer daha çok sinirleniyor, yapmıyorum senin de yapmanı istemiyorum diye. önceden bahsettiğim "çikolatalar püskevitler" şeyi yani.

    neyse dolaştık biraz, ben bunu altıparmak'ın ordaki çekirge otobüslerine doğru bıraktım. geri döndüm, bizim kitapçı reyize gidiyim neler yapıyor, neler ediyor bir sohbet edelim, birer çay içip l&m yakalım.
    ···
   tümünü göster