1. 1.
    0
    zaman kavramı ve bu kavramla ilgili değerlendirmeler

    en çok zorluk yaşanılan nokta, zaman kavrdıbına geldi sıra.
    arkadaşlar, lise 1 öğrencilerine peşin peşin söyleyeyim. önünüzde 4 yıl gibi uzuuun bir süre yok. ilk seneden oturtacaksınız o disiplini ve kesinlikle uyacaksınız. uymadığınız an herşey kül olur.

    bakın gençler, okul+dersane yaklaşık 9 ay. o 9 ay, köpek gibi çalışacaksınız.

    zamanı verimli kullanmak burda devreye giren en önemli faktör, zaman çok ilginç bir kavram. kişiye göre, mekana göre değişen bir kavramdır. dolayısıyla herkes kendi zaman disiplinini en iyi şekilde bulmak, ve uygulamak zorundadır.

    benden size tavsiye, okul, sizin günlük zaman disiplininizi sağlayan en önemli faktör olsun. okulda boş ders bulduğunuz an kesinlikle yardırın, sohbet yok. oyun yok. şişe çevirmece yok, sokarım o şişeyi zütüne. sadece ders olacak aklında bu 8-9 ay.

    sonra 3 ay kral gibi tatilinizi yapın, bakmayın bana. ben 8 ay adam akıllı çalışırım belki, arada birkaç doğum günü partisi olur onu da genelde dersanede kutlarız. ama yazları ailemle beraber türkiye'nin en gözde tatil mekanlarına gider, sabahlara kadar eğleniriz. hele kuzenlerim de geldiyse tamam. neyse gençler konu benim tatil yaşantım değil, (şu anda da didim'deyim.) konu zaman.

    sabah 7'de kalkacak, her gün, burası en önemli nokta, her gün kahvaltınızı yapacaksınız. "ay iştahım yok" demeyeceksiniz. ben hiç kahvaltı yapmazdım. yapsam belki bugün 60 bin değildi de, 55 bindi mesela. kahvaltı zihni açar, sizi uyku modundan bir anda çıkarır. mesela dün sabaha karşı 7 gibi falan uyudum, bugün 14 gibi kalktım yemin ediyorum şu an başımda filler gibişiyor. hala uyanamadım. işte yapacağınız bir kahvaltı, sizi bu dertten kurtarır. gözlerinizi açar.

    bu arada yüzünüzü buz gibi suyla yıkayacaksınız sabahları. üşenmek, kalkmamak yok. ben çok iyi hatırlarım, okula 3-4 gün sırf o yüzden gitmedim uyuya kalmışım sabah. işe giderlerken çağırıyorlar annem- babam beni. 3-4 gün devamsızlık yedim, toplamda 19 günle kurtardım bu seneyi yemin ediyorum size. ama pişman mıyım? hayır. çünkü gece 2'ye kadar başım zonklayana kadar test çözdüğüm günlerdi onlar.

    "vay dıbına koyayım herif çalışıyor" dediğinizi duyar gibiyim ama dinleyin hele. neden 2'lere kadar çalıştığımı da dinleyin. zamanı iyi kullanmazdım. gece 2'ye kadar aksardı o günkü çalışma. bir de ben biraz disiplinliyimdir, o gün o çalışma varsa o proğramda, o bitecek kaçarı yok. bitmesse de çok üzülürdüm uyuyamazdım gece. döner dururdum. çünkü cidden yoğun bir çalışma proğramım vardı, sizin de öyle olsun ama zamanı aksatmayın. uygulayamassınız. kendinize çok sıkı, mükemmel bir proğram hazırlayın. ben hafta hafta giderdim, boş bir a4 kağıdını ortadan ikiye katlardım. böylece yazabileceğim 4 tane yer olurdu. önümdeki 4 günü o kağıda proğramlardım. ama yannan gibi çalışmalar koyardım. bir güne en az 4 ders, en az 200 soru yazardım. çoğu zaman soruları bitiremezdim, 140- 150'de kalırdı o. bir koyardı o bana, neden yetiştiremezdim biliyor musunuz? dersane etütleri bütün proğramımı giberdi. onu hiç hesaba katmazdım, siz bu tür ufak detayları da ince ince düşünerek yazın o proğrdıbınızı. ama günde 150'den aşağı soru çözmeyin aman diyeyim. ben bazen o kadar ilgisiz davranırdım ki özellikle sene başlarında, 90 soru, 70 soruyla yetinirdim. bu senenin başından önce, daha önceleri oturup 50 soru çözmüşlüğüm var mıdır bilmiyorum. ben bu sene tavan yaptım açıkçası.

    okulda yazılılarda çok başarılı olurdum, çünkü ezber zekam harbi kuvvetliydi. nerdeyse tüm hocalarım demiştir bana "sen eşit ağırlık, sözel okusan en kötü hakim, avukat olurdun" diye. ama benim aşık olduğum meslek sayısaldaydı burayı tercih ettik. siz de sınıftaki - özellikle edebiyat- gibi dersleri ezberleyerek çalışın yazılılara.

    ben mesela yine de edebiyatı çok severdim, sayısalcı olmama rağmen edebiyat dersinde dikkat kesilirdim ve edebiyat bilgim iyi şu anda. mutluyum açıkçası. özellikle lise 1'ler, bütün dersleri aynı seviyede sayın, sevin. matematik fizikten, biyoloji kimyadan önemli olmasın hiçbiriniz için. hepsine eşit önem verin çünkü sene sonunda hayatınızın önemli kararını, alan seçme kararını vereceksiniz. her ders hakkında bilginiz olsun. mesleğe göre alan seçimi yapın.

    beyler konumuz zamandı biz nerelere geldik, her neyse. zamanı çok iyi kullanın. ayrıca çok da düzenli olun, düzensiz iseniz zamanınızı boşa yersiniz.

    mesela çalışma odamdan bir caps: http://imgim.com/560994_4...501127693_834677227_n.jpg

    siz bir de yatak odamı görün, bütün kitaplık orda ve herşey özenle dosyalanmış haldedir. bulabilirsem onu da atarım elbet.

    gelgelelim diğer bir önemli noktaya, zamanla ilgili gene tahmin edeceğiniz üzere

    sınavlarda, testlerde nasıl kullanacağız zamanı.
    öncelikle ben size şunu söyleyeyim ben test çözerken zaman tutmaya çok korkardım, "kesin yetiştiremem, rahat rahat çözeyim testimi" derdim. ama bu çok yanlıştı. korkularınızla yüzleşin. zaman tutun, öyle çözün. belli bir düzeye gelince 20 soruyu 15 dakikada çözmeye çalışın.

    türkçe ve matematik alanında bu yöntemi daha çok uygulayın, özellikle piyasadaki türkçe deneme sınavlarından alıp 40 soruluk bir denemeyi, belli bir düzeye geldikten sonra, 40 dakikada her defasında yetiştirdikten sonra 30 dakikada çözmeyi deneyin. ve başarısız olmak, sizi başarılı olmaya hep 1 adım daha yaklaştıracak bunu unutmayın. ama direk 30 dk dan başlamayın tabiki. önce bi 40 dk da halletmeye çalışın. olmadı 45 olsun. ama en az 5 deneme sonra 5 dakika azaltın o süreyi artık lan. sizde iyi alıştınız ha huur çocukları.

    piyasadaki deneme sınavlarını mutlaka alın çözün, dersanedeki deneme sınavlarına zütünüzü gibseler gene girin. bakın size bir anımı anlatayım bununla ilgili.

    sene, bu sene. ygs bitmiş, dersane her hafta ikişerli lys denemesi yapıyor. sanırım perşembe günüydü, hava kapalı. bulutlar karanlık, yağmur yağıyor dışarda bardaktan boşanırcasına. ben okuldan eve gelmişim. ha bu arada değinmedim size, bende hafif boyun fıtığı başlangıç seviyesinde ve migren var her saniye başım zaten ağrıyor, eve geldim. bir baş ağrısı tuttu beyler, ölüyorum dıbını gibeyim. 14 gibi eve geldim, başımı koydum yatağa. geçmiyor, evde kimse de yok annem olsa arveles verir, minoset verir. az yatarım geçer, ama yok. işte hepsi.
    kafamı koydum biraz dalmışım, saate baktım saat 16. sınav 16:30'da. benim baş hala zonkluyor, artık "kafamı koparsalar da kurtulsam" seviyesindeyim o moddayım. dışarda da yağmur yağıyor. hemen banyoya girip yüzümü yıkadım, üstüme dandik birşeyer giyip evden koşarak bir çıktım. dersaneye deparla gittim. müthiş bir baş ağrısıyla girmiştim o sınava. o günden sonra yemin ettim zaten "zütümü de gibseler her sınava gireceğim" diye. zaten hiç sınav kaçırmazdım da o günden sonra kendim adına da bir özgüven yaşadım. o sınavdan 350 civarı birşey almıştım çok iyi hatırlarım. o gün fkb'ye girmiştik.

    kısacası anlatmak istediğim durum şu, ne durumda olursanız olun deneme sınavı kaçırmayın. piyasadan en az 2 deneme sınavı serisi alın 10lu 12li. onları çözün evinizde ve zaman tutun mutlaka. zaman tutman çok önemli. zamanın bitti ama daha sorun mu var? bırak kalemi kağıdı. "eeehhh ama 1 soru daha" diye zırlama. cevaplarını kontrol et, puanını hesapla. ardından dön yapamadığın sorulara.

    bakın ben bu sene en az, en az diyorum 40-50 deneme sınavı çözmüşümdür.
    hatta mümkünse 12. sınıflar yazın deneme sınavları çözün, adam akıllı. seviyenizi bir görün. "nereye daha çok çalışacağım? nerde eksiğim?" genel olarak haritanızı çıkartın.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster