1. 26.
    0
    -Aşağıya, bayım! Ne cesaretle, bayım!
    Haines sordu:
    -Bu kuleye kira ödüyor musunuz?
    -On iki sterlin, dedi Buck Mulligan.
    -Harbiye nazırlığına, diye ekledi Stephen omzunun üzerinden.
    Haines kuleyi incelerken onlar da durdular. Sonunda Haines:
    -Kışın buz kesilir herhalde, dedi. Martello mu diyorsunuz buraya?
    -Billy Pitt yaptırmış bunları, diye karşılık verdi Buck Mulligan, Fransızlar denizden kuşatınca. Ama bizimki omphalos.
    -Hamlet hakkında fikrin nedir? Diye Haines Stephen’a sordu.
    -Yoo, yoo, diye haykırdı Buck Mulligan incinikli. Thomas Aquinas’ın da, kurdıbını dayandırdığı elli beş nedenin de üstesinden gelebilecek yetenekte değilim ben. Önce birkaç bardak bira yuvarlayana dek sabredin hele.
    Stephen’a döndü, çuhaçiçeği rengindeki yeleğinin uçlarını özenle çekerken dedi ki:
    -Üç bardaktan önce kıvıramazsın, Kinch, değil mi?
    -Uzun zamandır bekliyor, dedi Stephen kayıtsızca, biraz daha beklesin.
    -Beni meraklandırıyorsun, dedi Haines, cana yakın. Paradoks filan mı bu?
    -Pöf! Dedi Buck Mulligan. Wilde da paradokslar da mazide kaldı. Çok basit bir şey bu. Adam, Hamlet’in torununun Shakespeare’ın büyükbabası olduğunu, kendisinin de kendi babasının hayaleti olduğunu cebirsel yolla kanıtlıyor.
    -Ne? Dedi Haines, işaret parmağını Stephen’a doğru uzatarak. Kendisi mi?
    Buck Mulligan havlusunu bir etol gibi boynuna doladı, gülmekten kırılarak Stephen’ın kulağına doğru eğildi ve dedi ki:
    ···
   tümünü göster