1. 301.
    -1
    çıktık dışarı beraber. böyle önümüzde pamuk helva satan bir reyiz vardı. pamuk helva istedi, aldım bi tane. beraber yiyoruz amk sağımız solumuz yapış yapış, hafiften yağmur da bastırıyor. yavaştan ilerliyoruz ben acıkıp acıkmadığını sordum. yine onun uzak olduğu kavramlardan biriydi, beraber hiç yemek yemedik desem yeridir, yolda 3 karaköyü 1 liraya satan bir seyyar vardı. aldım, uzattım buna, reddetti, neler kaçırdığını söylüyorum inanmıyor amk seyyarda sıcak poğaçayı saat 5'te nerde buluyon sen?

    neyse poğaçayı yiyorum ben falan. bu o esnada "bana aşkım de" falan diye dalga geçiyor. ağzımda yemek. "homamaoamah" falan yapmak istemiyorum o esnada. çiğnemekten başka bir şey yapmıyorum, bakıyo bana, dalga geçercesine "hiç duymak istediklerimi söylemiyosoon :((" falan yapıyo, tamamen parodi. ulan gülüyorum. o halimi görünce o da gülüyo bana. durağa geçiyoruz sarılmış bir halde bekliyoruz otobüsü. 96 numara vasıtasıyla çekirgeye gideceğiz, bayağı bir süre geçti otobüs geldi. atladık. otobüste ikimizin kulağında şu şarkı, http://www.youtube.com/watch?v=fyMhvkC3A84 , omzuma doğru yaslanmış uyuyor gibiyiz yol boyunca. müthiş anlardan biriydi özellikle o soğuma dönemlerinden sonra.
    ···
   tümünü göster