1. 176.
    0
    ertesi gün buluştuk. bir mekana geldik kahve içmeye dıbına koyim rezalet bir yer. marilyn manson - sweet dreams çalıyo falan, öğrenci evi ortamı var cafeden çok. karşıma geçmiş sigara yakıyo böyle uzatıyo falan. yok dıbına koyim yok içmiycem. sadece yılların tiryakisi olarak yakamadığı zaman sigarayı ben yakıp veriyorum kuşların yavrusunu beslemesi gibi, aman ne besin. kalktık işte. yürüyoruz altıparmak'a doğru. arapşükrü'ye girdik. birden yukarıdaki yerler çekti ikimizin dikkatini de. yukarıda tarihi binalarla dolu bir gecekondu mahallesi var, sulukule gibi ama kimsecikler yok. sadece biz. iki evin arasında bir koridordayız. ne gelen var ne giden. birbirimizi kavrar vaziyetteyiz, ortam vs. her şey yine düzgün. yavaşça yaklaştım ben öpmek için, o da yavaşça uzattı dudaklarını sonra kafam boşluğa gitti amk. çekmiş kendini. oyun oynuyo kendince güya. bu böyle bi sürdü bayağı, matematik sınavı esnasında soruları çözemeyip de "aha yannanı yedik" diye içinizden geçirip gülersiniz ya. aynen öyle gülüyorum ben de. ulan şimdi de gülmeye başladım dur. vay dıbına koyim.
    ···
   tümünü göster