1. 101.
    0
    sonraları ben yine biraz daha gönlünü almaya çalıştım. bir vazife olarak görmüyordum yaptıklarım, bir vasıf, övünülecek ya da yerinecek bir şey değildi. kendi içimden bir şeyler hasar görmüş gibiydi, kendimi onarmaya çalışıyor gibiydim. gecenin geç saatlerine doğru bana, biraz daha iyi bir hale bürünmüş olduğunu ifade eden bir mesaj yollamış, salağa yatma şeysini de barındırıyor ama mesajı yine veriyor: "ra güneş tanrısı mıydı yoksa kahve çekirdeği tanrısı mı sevgilim? bunu çevremde bilebilecek senden başka kimse yok da... " ikinci cümle her şeyi özetliyor binler. yanında olmam müthiş onun için ama etrafında benim gibi birisinin, "benim kız klonumun" olmamasının acısını benden çıkarıyor. kendisi mısır mitolojisiyle ilgili olduğu için topu ona atıyorum falan.

    biraz daha laflıyoruz. ben "diğer insanlara ve arkadaşlara" değiniyorum. hava motifini kullanıyorum. "insan nüfüsu fazla ama pek çoğu havadaki azot, karbondioksit ve diğer gazlar gibi. sen ise benim oksijenimsin" diyorum. "hiç bilmediğim kimyamla bile bunu anlıyorum, teşekkür ederim sevgilim, bunun böyle olduğunu benim adıma da belirtmen güzel" benzeri bir şeyler söylüyor. biraz kafasını dağıtmak için ilk zamanlardan bahsediyorum, tatlı anılara değiniyorum. huzur içinde uyukuya daldığını belirttiği zaman dünyalar benim oluyor ve ben de o kar kıyamette kafayı dağıtmak için çıktığım yürüyüşten gece iki gibi geri dönüyorum.
    ···
   tümünü göster