1. 26.
    0
    "seninle olmuyor, biliyorsun bin kere denedim" dedim. "seni seviyorum, bana çok şey verdin ama çok şey de zütürdün yanında"

    haklı olduğumu biliyordu, kafasını öne eğdi ve halıdaki kareleri sayarmış gibi yaptı. ne zaman üzülse bir şeyleri sayarak uzaklaşacağını düşünürdü, dışarıdayken de bulutları saymıştı bir mart öğleden sonrası. onun için üzüldüm, onsuz hayatımın pek anlamı yoktu. günlerim birbirinin aynısıydı, zamanlarım anlamsızdı. ama onlayken de güzel olmuyordu her şey. bir gün zirvedeyken, ertesi gün dipte; diğer gün sarp bir yamaçta, keskin kayalıkların üzerinde, çığ düşmesi an meselesi olan dar geçitlerde ölüm tehlikesiyle dolaşıyorduk.

    "bana son bir kez şans ver, birlikte uyumasak da olur; ben içeride televizyonun karşısındaki minderde uyurum" dedi. yalan söylediğini biliyordum, gece yarısı yavaşça yanıma süzülecekti yine. beni kendine aşık edecek ve sonra da çekip gidecekti. zar zor yapıştırdığım parçalarım tuzla buz olacaktı, hiçbir yapıştırıcı tutmayacaktı artık ruhumu. onunla uyumayı özlemiştim ama benim de düzeltmem gereken bir hayatım vardı, zamanım geçiyordu. insanların yaşamaktan bıkıp hayatı terk ettiği yaşta, daha hayatımın başlamasını bekliyordum. hiçbir şey katmamıştım insanlığın hazinesine, yıllar boyu asalak gibi beslenmiştim. bir şeyler yapmam gerekirken gecenin köründe gelenle uğraşamazdım. ama yine de son bir şans verdim, vermem gerektiğini hissettim. uzanıp yanağından öptüm, gözyaşları yanaklarında yollar açmıştı. ayrı geçirdiğimiz geceler o yollardan geçmişti belli ki.
    ···
   tümünü göster