1. 1.
    0
    bu başlığa bu tarz hikayeler yolluyoruz.

    "Bak, sana bir hikaye anlatacağım
    Toto. Bir zamanlar krallığın
    birinde bir kral güzel prenses için
    ziyafet verir. Kapıda bekleyen
    asker kralın kızını görür ve bir
    çırpıda aşık olur. Fakat kralın
    kızının basit bir kapı görevlisiyle
    ne işi olabilir? En sonunda asker
    prensese ulaşır ve artık onsuz
    hayatının bir anlamı olmadığını
    söyler. Prenses askerin aşkından
    etkilenir. “Eğer balkonumun
    altında hiç hareket etmeden yüz
    gün yüz gece bekleyebilirsen senin
    olabilirim.” der. Asker kabul eder ve
    prensesin balkonun altına gider.
    Bir gün, iki gün, üç gün, yirmi gün,
    otuz gün… Her gece prenses dışarı
    bakar, ama o kımıldamaz bile.
    Yağmurda, rüzgarda, karda… O hep
    oradadır. Kuşlar kafasına pisler,
    arılar sokar, ama o kımıldamaz.
    Doksanıncı günden sonra taş
    kesilmiş bir vaziyette gözlerinden
    akan yaşları zapt edemez. Uyumaya
    bile dermanı kalmamıştır. Tüm o
    günlerinde prenses onu camından
    seyreder. Ve doksan dokuzuncu
    günün akşamında asker sessizce
    çekip gider oradan. Bu hikayenin
    ne anlama geldiğini sorma. Çünkü
    ben de bilmiyorum. Eğer bir gün
    anlarsan sen bana söylersin."
    ···
   tümünü göster