-1
reha erdem türk sinemasında auteur sıfatına layık az sayıda yönetmenden biri oldu kısa zamanda. reklam filmleriyle başlayan sinema serüveni a ay (1988) la devam etti. sonrasında uzun bir ara verip reklam filmleri ve diğer çalışmalarıyla edindiği maddi kaynakla kaç para kaç (1999) ı çekti . kaç para kaç ve a ay filmleriyle kendine bir perspektif/sinemasal kategorizasyon sağladı . filmlerini atlantik film çatısı altında çıkarıyordu , bağımsız yapımlardı. böylelik baskı altında kalmadan zihnindekileri kendine has görselliğiyle sinemaya yansıtma fırsatı buldu . kaç para kaç tan sonra 2004 yılında korkuyorum anne'yi bitirdi . film önceleri insan nedir ki olarak piyasaya çıktı , kısa süre sonra film geri çekilip çeşitli düzenlemelerden sonra korkuyorum anne adıyla tekrar sinemaseverlerle buluştu . son filmi 5 vakit' in 2006 istanbul film festivalinde ilk gösterimi gerçekleştirildi. sinema salonlarına henüz dağıtılmamış olması sebebiyle çoğu insan filmi izlemeden hakkında bilgi sahibi olmak durumunda kaldı .
reha erdem filmlerini az seyirciyle buluşmuş türk sinemasının nadide senaryolara ve görselliğe sahip filmleri olarak nitelendirebiliriz. reha erdemi kaç para kaç adlı filmi üzerinden tanıtmak zor olsa da şimdilik idare edicez.
kaç para kaç reha erdem in kendi tabiriyle en çok narrasyona dayalı filmidir. a ay , korkuyorum anne gibi filmlerinde narrasyonun arka planda kalmasını tercih etmiş daha çok görselliği ve montajı ön plana çıkarmıştır . film istanbul filmidir, istanbulda geçer. bir esnafın tesadüfen yüklü miktarda paraya kavuşması ve hayatının nasıl değiştiğini konu alır . karakterimizin namusluluk vasfını kaybetmesi ve dolayısıyla yeni kendine alışmasını/alışamamasını , çevresindekilerin tepkilerini izleriz. feride çiçekoğlu 'nun deyimiyle "para nedir ki" temalı filmidir . filmi görsellik , yönetim , kurgu açısından ele alırsak ; misal filmde amerikanvari bir kovalamaca sahnesine tanık oluyoruz . vapurda geçen kovalamaca sahnesinde herkesin birbirinin peşinde olduğunu mizah da katarak görselleştirmiş yönetmen. farklı kamera açıları, kısa planlar ile devamlılık ve tedirginlik yaratma konusunda ustalığını göstermiş .zaman mekan kullanımını had safhaya çıkarmış filmlerinde. vapurda kovalamaca sahnesi ve ardından vapurdan atlama sahnesi vardır örnek verilebilecek . beşiktaş iskelesinin olacağı yere bir mendirek monte etmiş , taner birsel'in kaçışını üstün bir görsellikle aktarabilmiştir izleyiciye.
sinemanın olanaklarından biri olan zaman ve mekandan bağımsız olma durumu reha erdem sinemasında önemli yer tutar ve kendisi de bu durumu şöyle dile getirir. " kaç para kaç'ı yaptıktan sonra çok insan şaşırdı, bu ne, a ay ne diye? ben de ona şaşırdım! onların hepsi benim sevdiğim bir sinemanın, montaj sinemasının, ürünleri. kendi içinde ritmi arayan, hepsi belli bir yerden olmaya çalışan filmler. bunlar birbirinin devam filmleri, bence. bu filmlerin hiçbiri diyelim ki pop müzik değil, ama hepsi elektronik müzik içinde. ama kimisinin melodisi fazla, kimisinde kuru ritimler var. " zaman içinse ayrı bir yorumu vardır: "bugün ama gündelik bugün olmayan bir zaman o. her zaman aslında. bütün filmlerimde yapmaya çalıştığım şey". bir zaman dilimi içinde bir çok farklı zamandan parçalar , bir mekan içinde bir çok mekandan esintiler var reha erdem filmlerinde. kaç para kaç ta ise tam tersi bir durum olduğunu yazının başında söylemiştim . hikayenin önde olması ve meseleyi -para nedir ki - hikayenin zaten açıklığa kavuşturması reha erdemin montaj sinemasıyla uyuşmuyor . bireyin ne yapacağını bilememesi , düzeninin bozulma korkusu abartılı bir biçimde senaryoda zaten ifade edilmiş kaç para kaçta . gerçekliğin abartılı anlatımı reha erdem' in sinemanın kendini anlatması gerektiğini düşünmesinden dolayı meydana geliyor. filmde para sözcüğünün milyon kez tekrarlanması da buna örnek gösterilebilir . filmlerinde karakterlerin hep bir şeylerden korkmasını da ortak yön olarak gösterebiliriz
gus vant sant ın son filmi last days yönetmenin son yıllarda en tuttuğu filmlerden biriymiş. bunun dışında alfred hitchcock sinemasını kendine yakın hissettiğini ( doğallıktan uzak ,gerçekliğin yapay olduğunu farkettirmesi nedeniyle) ifade etmiştir . türk sinemasında ise bi bakıma metin erksanın takipçisi olduğunu söyler (montaj sineması ).
Tümünü Göster